alacaklılarla konkordato yapmak
Verb
alacaklılarıyla anlaşmak
Verb
halojenlenmiş fenoller
Noun, Chemistry
aromatik bileşik
Chemistry
kimyasal bileşik
Noun, Biology
diyazo grubu: (a) bir hidrokarbon grubu ve başka bir atom veya atom grubu ile birleşmiş 2 valanslı -N=N-
grubu (benzen diyazo hidroksit C6H5N=NOH gibi); (b) bir hidrokarbon grubuna bağlı 2 valanslı =N-N grubu (diazometan CH2-N=N gibi).
inorganik bileşik
Noun, Chemistry
metalik asitle birleşmiş oksijen içeren organik bileşik.
Noun
ucaylı bileşik: ısıtıldığı veya suda eridiği zaman elektrik akımını geçiren bileşik (inorganik asit, baz, tuz vb.).
dörtlü amonyum tuzu, N atomu 4 organik gruba bağlı amonyum tuzları. Antiseptik ve dezenfektan olarak kullanılırlar.
borç konusunda uzlaşmayı kabul etme hakkı
uranyum bileşeni
Noun, Chemistry
uçucu organik bileşik
Noun, Environment-Ecology
bir borcu yavaş yavaş ödemek
Verb
bir borçu yavaş yavaş ödemek
Verb
karşılık mukabilinde suç takibinden vazgeçmek
Verb
bir suçluyla anlaşmak
Verb
suçluyu dava etmekten vazgeçmek
Verb
yıllık bileşik büyüme oranı
Noun, Economics
belli aralıklarla yapılan değerlemelerde deklare edilenlere eklenen kâr payı
bileşik ödeme payı (sigorta meblağına dayanılarak hesaplanan ve belli aralarla yapılan değerlemelerde
beyan edilmiş olanlara eklenen kâr payı
bileşik ödeme payı (sigorta meblağına dayanılarak hesaplanan ve belli arala
sigorta meblağına göre hesaplanan
bileşik faiz uygulanarak belirli bir süre sonunda belirli bir tutara ulaşan bir rakamın bugünkü değere indirgenmesi
bileşik faiz iskontosu
Noun
Bileşik Belge Mimarisi
Information Technology
bileşik gümrük resmi (ağırlık üzerinden alınan gümrük resmine değer üzerind
ağırlık üzerinden alınan gümrük resmine değer üzerinden alınan bir resmin eklenmesiyle meydana gelen çifte vergi
bir vergiyi götürü olarak ödemek
Verb
götürü vergilendirmek
Verb
açık kırık: kırılan kemiğin ucunun deriden dışarı fırlaması hali.
open fracture ile ayni anlama gelir.
Noun
açık kırık
Noun, Medicine
bileşik kırık
Noun, Medicine
(Br) su parasının kiraya dahil edilmediği kiracılar
Noun
bileşik/mürekkep faiz.
Noun
bileşik faiz amortisman yöntemi
bileşik faizi her üç ayda bir hesaplamak
Verb
bileşik yevmiye maddeleri
Noun
bileşik yevmiye kaydı
Noun, Accounting
bir kimsenin üzerinden veya evinden bir şey çalmak suretiyle işlenen hırsızlık suçu
üçlü ölçek: 3/8'in katları olan ölçek (6/8, 9/8, 12/8 gibi).
Noun
birleşik tarife (ad valorem ve spesifik tarifelerin bir arada kullanıldığı vergi tarifesi
değere göre ve belirli tarifelerin birlikte kullanıldığı vergi tarifesi