conclude

  1. Verb bit(ir)mek, sonuçlan(dır)mak, son ver(dir)mek, sona er(dir)mek.
    We concluded the meeting at 8 o'clock.

    The report concludes as follows: Rapor şöyle sona eriyor.
  2. Verb sonuç/netice çıkarmak, sonuca/neticeye varmak.
    From this I conclude that: Bundan şu sonucu çıkarıyorum.

    To conclude I must say that: Sonuç olarak diyebilirim ki.
  3. Verb bir karara bağlamak, akdetmek, anlaşmaya varmak.
    to conclude a treaty: muahede akdetmek.
    We
    concluded an agreement with the enemy and soon made a peace.
  4. Verb anlam çıkarmak, istidlâl etmek.
  5. Verb karar vermek.
    The judge concluded that the prisoner was guilty.
  6. Verb hükmetmek, kani olmak, kanaat hasıl etmek, hükme/kanaate varmak.
    I conclude from your comments that you do not like him.
  7. Verb (a) kapatmak, (b) (bkz: confine ), (bkz: restrict ).
çıraklık süresini tamamlamak Verb
iddialarını bir sonuca bağlamak Verb
istintaç etmek Verb
bir işi bağlamak Verb
sözleşme imzalamak Verb
bir sözleşme yapmak Verb
sözleşme akdetmek Verb
bir işi bağlamak Verb
bir mektuba son vermek Verb
antlaşmak Verb
barış yapmak Verb
bir satın alış sözleşmesi yapmak Verb
bir satışı bağlamak Verb
satmak Verb
bir konuşmayı bitirmek Verb
bir antlaşma imzalamak Verb
antlaşma imzalamak Verb
bir sözleşme akdetmek Verb
bir sözleşmeye akdetmek Verb
anlaşma yapmak Verb
biriyle anlaşma imzalamak Verb
sözleriyle bitirmek Verb
bir şeyden bir şey çıkarmak Verb
ek iddiaları dışlamak Verb
bir şey yapmaya karar vermek Verb
davayı jüri heyetine havale etmek Verb
barış imzalamak, sulh akdetmek.
barış anlaşması imzalamak için yetki istemek Verb
işbu anlaşmayı imzalamaya karar vermiştir