concurrent

  1. Adjective eşzamanlı, aynı zamanda vaki olan.
  2. Adjective beraber etkileyen/çalışan/işleyen.
  3. Adjective eşit yetkili, eşit yetki/salâhiyet sahibi.
  4. Adjective uygun, mutabık.
    My opinions are concurrent with yours as regards this matter.
  5. Adjective çakışık, aynı noktadan geçen.
    Four concurrent lines.
  6. Adjective birbirine yardımcı olan.
  7. Adjective rakip.
başka işyerleri ile birlikte yapılan yangın sigortası Noun
mükerrer sigorta
üç uzman da aynı fikirde
tali sebep
tâli sebep
ortak sebep
aynı anda vaki olan talepler Noun
karşılıklı koşulan şartlar Noun
aynı anda yer alan şartlar Noun
karşılıklı edinilen aynı zamanda yapılmasını mucip olan mukavele
karşılıklı borçların aynı zamanda yerine getirildiği akit
muhtelif firmaların aynı nesneleri yangına karşı sigorta ettirmeleri Noun
mükerrer sigorta
paralel sigorta
bir arada bulunan menfaatler Noun
mütedahil kaza hakkı
aynı olay ve taraflar hakkında ayrı ayrı mahkeme veya adli veya idari makamların aynı anda haiz bulundukları kaza hakkı
davacının arzusuna göre seçebileceği aynı dava konusuna bakmaya ehliyetli muhtelif mahkemelerin kaza hakkı
müterafık kusur
bir zarara ortaklaşa neden olan iki veya daha çok kişinin bireysel ihmal veya kusurları Noun
ortak hisseli
(US) siyasal güçlerin hem federal hem de eyalet hükümetlerindeki aynı teşri sahada bağımsız olarak kullanılması
karşılıklı bağımlı vaatler Noun
ortak/müşterek karar, iki yasama organının ortak kararı.
toplam ceza
ortak kullanım
müzekkere kopyası (tutuklanacak olan kişinin nerede olduğu bilinmediğinde veya bir davada birden çok
davalı olduğu zaman aynı müzekkerenin muhtelif ko
genel ihtiyaç yedek parçaları Noun