consolidation

English-Turkish Translation

  1. Noun, Competition Law konsolidasyon
  2. Noun birlik, birleş(tir)me, ittihat.
    The 3 small business formed a large company by consolidation. The consolidation of 3 firms.
  3. Noun birleşmiş/birlik olmuş şey.
  4. Noun, Law (a) birleşme: iki veya daha fazla şirketin resmen birleşmesi, (b) birleştirme, tevhit: iki veya daha
    fazla davanın birleştirilmesi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

consolidate cases
davaları birleştirmek Verb, Law
consolidation of one's position
mevkiini sağlamlaştırma
activated claims in accordance with law consolidation
tahkimle aktifleştirilmiş alacaklar Noun
corporate consolidation
anonim şirketlerin birleşmesi
corporate consolidation
(US) anonim şirketlerin birleşmesi
debt consolidation
borçları birleştirme
Department of Land Consolidation
Arazi Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Daire Başkanlığı Noun, Organizations
land consolidation
arazi tesviyesi
land consolidation
arazi toplulaştırılması
political consolidation
siyasi birleşme
consolidation excess
füzyon kazancı
consolidation expenditure
füzyon masrafları Noun
consolidation measures
konsolidasyon tedbirleri Noun
consolidation of actions
davaların birleştirilmesi Noun, Law
consolidation of actions
davaları birleştirme
consolidation of actions
davaları birleştirilme
consolidation of acuses
davaların birleştirilmesi
consolidation of banks
bankaların birleştirilmesi
consolidation of benefits
menfaatlerin birleştirilmesi
consolidation of cases
davaların birleştirilmesi Noun, Law
consolidation of corporations
(US) anonim şirketlerin birleşmesi
consolidation of corporations
anonim şirketlerin birleşme birleşimsi
consolidation of firms
firmaların birleşme birleşimsi
consolidation of firms
firmaların birleşmesi (füzyonu
consolidation of funds
sermaye birleştirilme
consolidation of funds
sermaye birleştirme
consolidation of indebtedness
borçların birleştirilmesi
consolidation of mortgages
ipoteklerin birleştirilmesi
consolidation of penalties
cezaların birleştirilmesi Noun, Criminal Law
consolidation of stocks
sermaye hisselerinin birleştirilmesi Noun
consolidation of stores
sermaye hisselerinin birleştirilmesi Noun
consolidation of the national debt
milli borçların vadesinin uzatılması
consolidation policy
(bilanço) konsolide bilanço yöntemi
consolidation policy
uygulama
consolidation profit
füzyon kârı
consolidation reserve
konsolide ihtiyatları Noun
consolidation rule
davaların birleştirilmesi kuralı Noun, Law
consolidation statement
konsolidasyon işlemlerinde kullanılan çalışma tablosu Noun
consolidation surplus
işletmelerin birleşmesi sonucunda oluşan artık değer
consolidation surplus
şerefiye
English-Turkish phrases from Zargan's own database