covered

English-Turkish Translation

  1. Adjective kapalı, kapaklı, örtülü, örtük.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(cheque) not covered
karşılıksız
(woman) who keeps her head covered
kapalı
amount covered
(sigorta şirketince) sigorta altına alınan meblağ
be covered
kapanmak Verb
be covered
korunmak Verb
be covered
kaplanmak Verb
be covered
örtülmek Verb
be veiled or covered
tesettür etmek Verb
building is covered
bina sigortalıdır
direct or held covered
ek prim karşılığında devam eder
direct or held covered
şayet yolda bir gecikme veya direkt yoldan sapma olursa sigorta
direct or held covered
ancak sigortalının bu gecikme veya sapmayı öğrenir öğrenmez derhal ihbar etmesi şarttır
direct or held covered
sigortalı seferin bir yerden diğer yere direkt olmasını öngören koşul
distance covered
katedilen mesafe
distance covered
kat edilen mesafe
expense covered
s kapatılan masraflar
expenses covered
kapatılan masraflar Noun
hazards not covered
sigortaca karşılanmayan rizikolar Noun
held covered
(sigorta) teminat altında
hold covered
sigortalı kişiye poliçe hazır olmadan sigortalı olduğunu bildirmek Verb
hold someone covered
birinin teminatını üstlenmek Verb
your expenses will be entirely covered
masraflarınız tamamıyla karşılanacaktır
covered arbitrage
muhtelif para birimleri yazılı senetlerle ilgili olarak döviz kuru riskini teminat altına almak için
covered arbitrage
ileriye yönelik bir döviz anlaşması düzenlemesine başvurarak yapılan arbitraj
covered area
(Br) evin önündeki üstü örtülü kısım
covered bear
sahip olduğu menkul kıymetler ya da emtiayı satan broker
covered bear
ileri bir tarihte daha ucuz bir fiyatla geri satın alma beklentisiyle
covered bear
borsada
covered bear
sözleşmelerine bağlı kalmak için yükselen bir piyasadan hisse senedi almasını lüzumlu kılmayacak miktarda
hisse senedi bulunduran spekülatör
covered by an insurance policy
sigortalı
covered contract
sözleşme kapsamı içinde
covered employee
sigortalı işçi
covered employee employe
sigortalı işçi
covered grandstand
kapalı tribün
covered industries
işsizlik yardımı kapsamına giren sanayiler Noun
covered into the treasury
(US) hazineye ödenmiş
covered job
sosyal sigortalı iş
covered margin
ileriye yönelik bir döviz anlaşması düzenlemesinin maliyetini göz önüne aldıktan sonra
covered margin
muhtelif para birimleri yazılı iki evrak arasındaki faiz haddi marjı
covered market
hal
covered market
kapalı çarşı Noun, Commerce
covered money
(US) karşılığı olan para
covered money
karşılığı olan para
covered option
satıcının (veya riski üstlenen sigortacının) teminatın maliki olduğu opsiyon
covered parking area
kapalı garaj Noun, Transport
covered passage
üstü kapalı geçit
covered payment
gönderen bankanın talimatına uygun olarak yapılan ödemeleri muhabir bankanın geri alacağı düzenleme
covered period
teminat altındaki dönem
covered period
haber zamanı
covered risk
sigortalanmış risk
covered sector
yayın alanı
covered shopping arcade
pasaj
covered waggon
(Br) üstü kapalı eşya taşıyan araba
covered wagon
(a) (üstü örtülü, 4 tekerlekli, yaylı) at arabası, (b) boxcar.
covered walkway
üstü kapalı geçit
covered way
kemeraltı.
covered wholesale food market
hal
covered with
kapanık
covered with condensation
buğulu
covered with matting
hasırlı
covered with snow
karlı
covered with soap
sabunlu
covered writing
opsiyon kullanarak satın alınacak hisse senetleri fiyatında artış bekleyen ya da hisselerini gelir için
saklayan kişiye karşı vade tarihinde veya daha
(cloth) covered with polka dots
paralı
(cloth) covered with woven dots
kumlu
asphalt covered street
asfalt cadde
be covered by an amnesty
genel af kapsamına girmek Verb
be covered in a plan
bir plan kapsamı içinde olmak Verb
be covered with ice
buzlanmak Verb
be covered with lead
kurşunlanmak Verb
be covered with tar
katranlanmak Verb
become covered with a rash
pişmek Verb
become covered with honey
ballanmak Verb
being covered by old age insurance
sigortalılık
being covered or veiled
tesettür
debts covered by a security
bir teminatla garanti edilen borçlar Noun
hold a consignment covered as from today
sevk edilecek malları bugünden itibaren sigorta kapsamına almak Verb
lamb stewed in a covered pot with lettuce and fresh onions
kapama
loss fully covered by insurance
her türlü zarar-ziyana karşı sigorta
loss fully covered by insurance
her türlü zarar ziyana karşı sigorta
not covered by a law
kanunsuz
not covered by a rule
kuraldışı
period covered by the policy
poliçenin teminat altına aldığı süre
quilt covered on one side with a sheet
kaplı yorgan
savory roll covered with sesame seed
simit
stew something in a covered pot
buğulamak Verb
stewing something in a covered pot
buğulama
English-Turkish phrases from Zargan's own database