curdle

  1. Verb pıhtılaş(tır)mak, çökel(t)mek, kesilmek.
korku ve dehşet vermek, kanını dondurmak, (korku ve dehşetten) tüylerini ürpertmek.
enough to curdle
one's blood: tüylerini ürpertecek kadar.
peynirleşmek Verb
korku ve dehşet vermek, kanını dondurmak, (korku ve dehşetten) tüylerini ürpertmek.
enough to curdle
one's blood: tüylerini ürpertecek kadar.