çok nazik safhaya girmiş bulunmak
Verb
nazik durumda bulunmak
Verb
sağlık durumu nazik olmak
Verb
ince, zarif.
delicate handwriting.
nahif, zayıf, kolayca kırılır.
a delicate butterfly wing.
açık (renk), soluk, yumuşak.
a delicate shade of pink.
hassas, duygulu, ince hisli.
a delicate sense of smell.
hassas (alet), en ufak değişiklikleri kaydeden.
a delicate instrument.
nazik, büyük dikkat/itina/ihtimam gerektiren.
a delicate situation. the delicate balance of power.
to tread on delicate ground: nazik bir meseleye dokunmak.
doğru/makul olan şeyi gören.
a delicate sense of propriety.
kibar, başkalarının duygularına saygı gösteren.
seçme, seçkin, nadide, nefis, leziz (gıda/yiyecek).
delicate tidbits.
titiz, müşkülpesent.
not a movie for the delicate viewer.
şehvetperest(lik), zevk ve safa düşkünü/düşkünlüğü.
tarafların karşılıklı ve eşit derecede kusurlu olmaları
Noun
nazik bir konuya değinmek
Verb
nazik bir konuya dokunmak
Verb
çok nazik sorunlarla karşı karşıya bulunmak
Verb