daub

  1. harç, çamur, kireç, sıva.
  2. bulaşık, leke.
  3. sıvama, sürme, bulaştırma, lekeleme, kirletme.
  4. acemice yapılmış resim.
  5. sıva(n)mak, sür(ül)mek.
    to daub the wall with paint. He daubed the paint on the wall.
  6. lekele(n)mek, kirlenmek, kirletmek.
    His clothes were daubed with mud and oil.
  7. (acemice) yağlı boya resim yapmak.
    I'm not a good painter, but I like to daub.
çamur sıvalı sepet örgü duvar yapma usulü.
boyamak Verb
duvara sıva vurmak Verb
duvarı sıvamak Verb