departure

English-Turkish Translation

  1. Noun kalkış
  2. Noun hareket, ayrılış, (uçak, tren, vapur vb.) kalkış, (yola) çıkış.
    What is the departure time of the train?
  3. Noun gidiş, gidiş, gitme, azimet.
  4. Noun sapma, ayrılma, inhiraf.
    a departure from accepted teaching methods.
  5. Noun, Maritime Traffic (a) bir geminin (doğuya/batıya doğru) aldığı yol/mesafe, (b) bir geminin yola çıkmadan önceki enlem ve boylam dereceleri.
  6. Noun sürvey hattının doğu-batı referans çizgisi üzerindeki izdüşümünün uzunluğu.
  7. Noun ölüm, vefat.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

accelerate one's departure
yola çıkışını hızlandırmak Verb
defer one's departure for a week
yola çıkmayı bir hafta ertelemek Verb
delay one's departure
ayak sürümek Verb
delay one's departure
yolculuğunu ertelemek Verb
fix one's departure
gidişini tespit etmek Verb
notify one's departure
ayrılacağını haber vermek Verb
take one's departure
yola çıkmak Verb
take one's departure
izin isteyip gitmek Verb
(politics) new departure
yeni yöneliş
airport of departure
kalkış havaalanı
angle of departure
ateş etme açısı
be on the point of departure
kalkmak üzere olmak Verb
line of departure
gidiş peronu
line of departure
çıkış hattı
new departure
(politika) yeni yöneliş
new departure
yeni bir yönelim
notice of departure
ayrılış ihbarı
place of departure
kalkış yeri
point of departure
(özellikle tartışmada) başlangıç/hareket noktası. Noun
port of departure
kalkış limanı
port of departure
çıkış limanı Noun, International Law
precise moment of departure
tam kalkış zamanı
prepare for departure
(yolculuk) harekete hazır olmak Verb
prior to my departure
yola çıkmadan önce
scheduled departure
tarifeli kalkış
scheduled departure
(US) tarifeli kalkış
scheduled departure
tarifeye göre hareket saati
station of departure
kalkış istasyonu
take a departure
belli bir rota çizmek Verb
take a new departure
yeni bir yol denemek Verb
time of departure
kalkış saati
departure angle
uzaklaşma açısı Noun, Transport
departure from a principle
bir ilkeden ayrılma
departure from an old custom
eski bir âdetten vazgeçme
departure from discipline
disiplini elden bırakma
departure from orders
emirlerin dışına çıkma
departure from the law
kanundan sapma
departure line
hareket peronu
departure lounge
gidiş uçak yolcuları salonu
departure of the mail
postanın gitmesi
departure of trains
trenlerin kalkışı
departure platform
gidiş peronu
departure platform
kalkış peronu
departure point
başlangıç noktası Noun
departure point
hareket noktası Noun, Tourism
departure station
hareket istasyonu
departure time
hareket saati
departure track
gidiş peronu
departure yard
gidiş istasyonu
aircraft departure time
uçak kalkış saati
port departure certificate
liman çıkış belgesi Noun, Maritime Traffic
English-Turkish phrases from Zargan's own database