deposition

  1. Noun azil, hal'.
  2. Noun tahttan indirme, azletme, hal'etme.
    The deposition of the king by the army.
  3. Noun emanet, emanet edilen şey.
  4. Noun, Law yeminli (yazılı) ifade, tanıklık, şahitlik.
    make one's deposition: yeminle yazılı ifade vermek.
  5. Noun tortu, çökelti, döküntü, kalıntı, sel kumu.
  6. Noun (bir azizin nâ'şını) başka yere gömme, defin, bu vesile ile yapılan tören.
ifade vermek Verb
mahkemede yazılı ifadeyi yüksek sesle okumak Verb
bir ifadenin geri alınması
yeminli ifade
...'in ifadesini almak Verb, Law
tanık mahkemedeymiş gibi duruşma sırasında okunacak ifade
bir ifadeyi kayda geçirtmek Verb
yeminli ifade vermek Verb
ifade alma ve sorguda yasak usuller Noun, Law