discussion

English-Turkish Translation

  1. Noun görüşme, müzakere, bahis (konusu etme).
    the subject under discussion: üzerinde görüşülen/bahis
    konusu olan mesele.
    have/hold a discussion about/as to our future plans.
  2. Noun irdeleme, tartışma, münakaşa.
    settle the matter with as little discussion as possible.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(advertisement) terms are for discussion
şartlar karşılıklı tartışma konusudur
a heated discussion
hararetli bir münakaşa
academic discussion
kesin bir sonuca yönelik olmayan
academic discussion
kuramsal düzeyde tartışma
after much discussion
uzun müzakerelerden sonra
animated discussion
ateşli müzakere
back someone up throughout a discussion
bir tartışma boyunca birini desteklemek Verb
basis of discussion
tartışma nedeni
be still under discussion
henüz müzakere edilmekte olmak Verb
be the subject of a discussion
bir tartışmanın konusu olmak Verb
be up for discussion
müzakere edilmek üzere olmak Verb
benefit of discussion
kefilin önce asıl borçlunun mallarına başvurulmasını isteme hakkı
bring on a subject for discussion
bir konuyu tartışmak Verb
bring someone into a discussion
birini bir tartışmaya dâhil etmek Verb
bring someone into a discussion
birini bir tartışmaya çekmek Verb
bring someone into a discussion
birini bir tartışmaya katmak Verb
budget discussion
bütçe gorüşmeleri Noun
budget discussion
bütçe görüşmeleri Noun
choke of a discussion
bir tartışmayı durdurmak Verb
close the discussion
müzakereyi kapatmak Verb
close the door upon any discussion
her türlü tartışmaya set çekmek Verb
come up for discussion
müzakere edilmek
come up for discussion
tartışmaya konu olmak Verb
come up for discussion
tartışılmak Verb
come up for discussion
tartışmaya açılmak Verb
endless discussion
bitip tükenmek bilmeyen tartışmalar Noun
engage in discussion
biriyle tartışmaya girişmek Verb
enliven a discussion
tartışmayı canlandırmak Verb
enter (into) a discussion
tartışmaya girmek Verb
face to face discussion
yüz yüze görüşme
face-to-face discussion
yüzyüze görüşme
group discussion
grup tartışması
impersonal discussion
tarafsız müzakere
join the discussion
müzakereye katılmak Verb
keep up a discussion
tartışmayı sürdürmek Verb
lecture with discussion
tartışmalı konferans
lively discussion
hararetli müzakere
long drawn out discussion
uzun süren müzakere
main point under discussion
sadet
matter for discussion
tartışma konusu
not to bring something up during a discussion
kapalı üstü geçmek Verb
open a discussion
müzakereyi açmak Verb
open a discussion
müzakere açmak Verb
open a discussion
bir tartışmayı başlatmak Verb
open discussion
açık müzakere
open to discussion
tartışmaya açık Adjective
opening discussion
açış konuşması
panel discussion
panel ile ayni anlama gelir. açık oturum.
panel discussion
açık oturum Noun
participate in a discussion
bir tartışmaya katılmak Verb
participate in a discussion
müzakereye katılmak Verb
participate in a discussion
bir müzakereye katılmak Verb
pick up the thread of a discussion
bir konuya yeniden dönmek Verb
policy discussion
tutum tartışması
preliminary discussion
ihzari müzakere
preliminary discussion
başlangıç müzakeresi
problems for discussion
müzakere edilecek konular Noun
provide a topic for discussion
konuşma konusu sağlamak Verb
provide material for discussion
tartışma konusu açmak Verb
provide matter for discussion
tartışılacak konu getirmek Verb
reopen a discussion
bir tartışmayı yeniden başlatmak Verb
retrench discussion
müzakere süresini kısaltmak Verb
specify the goals of discussion
müzakerenin amaçlarını belirlemek Verb
sterile discussion
boşuna tartışma
summarize a discussion
bir tartışmayı özetlemek Verb
take part in a discussion
bir müzakereye katılmak Verb
terms are for discussion
(ilan) şartlar karşılıklı tartışma konusudur
the subject under discussion
mevzubahis
three- cornered trade discussion
üç taraflı ticari müzakere
time for discussion
müzakere zamanı
under discussion
müzakere halinde
unseasonableness of a discussion
bir tartışmanın yersizliği
discussion group
müzakere grubu
discussion group
sohbet grubu Noun
discussion program (me
müzakere programı
discussion program (me)
müzakere programı
discussion stage
müzakere sahnesi
be brought together (for a meeting , discussion , interview
görüştürülmek Verb
declare the discussion closed
müzakereyi kapatmak Verb
declare the discussion closed
müzakereyi sona erdirmek Verb
declare the discussion closed
müzakerenin kapandığını bildirmek Verb
excite (a discussion , the atmosphere , a person
hararetlendirmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database