Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
dish
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
tabak, sahan, yemek tabağı.
earthenware dish
: porselen tabak.
dish-cover
: sahan kapağı.
dish-mop
: (bulaşık) kurulama bezi.
dish-warmer
: tabak ısıtıcı.
to do/wash (up) the dishes
: bulaşık yıkamak.
dishrack
: tabak rafı: yıkanan tabakların suyu süzülünceye kadar diklemesine konulduğu raf.
çanak, küvet, kap, tabak gibi çukur şey.
dish aerial/antenna
: parabolik/çanak anten.
(tabak içinde bulunan) yemek, yiyecek.
a sweet dish
: tatlı.
side dish
: salata vb. gibi
asıl yemekle beraber yenilen yiyecek.
a delicious dish
: nefis bir yiyecek.
pişmiş yemek.
Baked apples are my favorite dish.
a standing dish
: (a) demirbaş yemek, (b)
mec.
temcit pilâvı.
tabak dolusu.
a dish of pilaf.
çukurluk (derecesi).
güzel kız/kadın, bir içim su.
She's quite a dish
: Bir içim su!
Linda is really quite a dish, isn't she?
kolay iş, bir kimsenin rahatlıkla yaptığı şey,
mec.
peynir ekmek.
dish up/out
: tabağa koymak, (yemeği) kotarmak, tabaklarla tevzi etmek.
The meal was ready to
dish up: Yemek (tevzie) hazırdı.
I'm dishing it up
: Ben (yemeği) tevzi ediyorum.
You may dish the dinner now.
oymak, (tabak gibi) çukurlatmak, içbükey yapmak.
haklamak, yenmek, bozguna/hezimete uğratmak, tahrip etmek, mahvetmek.
dish oneself
: kendi kendini mahvetmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
dish one's hopes of being elected
seçilme ümitlerini bozmak
Verb
dish out one's opponents
düşmanlarına pes dedirtmek
Verb
(food) dish
kap
chafing dish
ocaklı sahan/tas: sofrada yemeği ısıtmaya veya sıcak tutmaya mahsus alttan ısıtılan yemek kabı.
Noun
cold dish
soğuk yemek
developing dish
developman teknesi
favourite dish
en sevilen yemek
main dish
ana yemek
Food-Kitchen
meat dish
et yemeği
not my dish
işime gelmez
oval dish
kayık tabak
petri dish
bakteri üretme tabağı: ağzı kapaklı, az derin, yuvarlak cam veya plastik tabak.
Noun
put on a dish
sofraya tabak koymak
Verb
ready- to-serve dish
kotarılmaya hazır yemek
satellite dish
uydu aracılığıyla televizyon yayınlarını almada kullanılan disk anten
side dish
ek porsiyon (yemek).
skimming dish
süzgeç
soap dish
sabunluk
soap dish
ses kayıt kasetinin plastikten muhafazası
standing dish
temcit pilavı
trimmings (of a dish
garnitür
well prepared dish
iyi yapılmış yemek
dish antenna
çanak anten
dish cloth
bulaşık bezi
dish cloth gourd
lif kabağı
(Cucurbita luffa)
.
dish cross
nihale
dish heater
tabak ısıtıcısı
dish it out
sövüp saymak, haşlamak, azarlamak, ıslatmak, zılgıtı basmak, (sözle/dayakla vb.) cezalandırmak, hakkından
gelmek.
He likes to dish it out, but he can't take it
: Başkasına sövüp sayar, kendine sövülmesine tahammül edemez.
dish made from pieces of dry bread and broth
papara
dish made of eggplant stuffed with ground meat
karnıyarık
dish oneself
kendi kendini mahvetmek
Verb
dish out
dağıtmak, vermek, tevzi etmek.
dish out examination papers.
dish out compliments
: iltifat
yağdırmak.
dish out punishment
: ceza vermek.
He likes dishing out advice.
dish pan
bulaşık leğeni
dish that is off
(restoran) tükenmiş yemek
dish the dirt
dedikodu yaymak/çıkarmak, aleyhte konuşmak.
Stop dishing the dirt
: Dedikoduyu bırak!
dish towel
mutfak havlusu
Food-Kitchen
dish up
(güzel/düzenli/mükemmel bir şekilde) sunmak/açıklamak/izah etmek.
to dish up a good argument.
dish up old facts in a new form
: herkesin bildiği şeyi yeni imiş gibi öne sürmek.
dish up some excuse or other
bir bahane uydurmak
Verb
dish up the contents of a book in another form
bir kitabın içindekileri başka bir şekilde düzenleyip sunmak
Verb
dish up the dinner
yemeği kotarmak
Verb
dish up the usual arguments
her zamanki fikirlerini ortaya koymak
Verb
dish up well-known facts in a new form
bilinen gerçekleri yeni bir biçimde sunmak
Verb
dish washer
bulaşık makinası
Noun
(food) to dish up
kotarmak
Verb
(food) to dish up
halletmek
Verb
(restaurant) dish that is off
tükenmiş yemek
a cold dish made with dried beans and olive oil
pilaki
a dish made of ground meat and vegetables
oturtma
a dish prepared with eggplant
imambayıldı
a ravioli-like dish served with yogurt
mantı
Maritime Traffic
cold dish made with dried beans
piyaz
keep a dish hot
yemeği sıcak tutmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.