dispose

  1. düzenlemek, dizmek, tanzim etmek, düzene/nizama sokmak, son şeklini vermek.
    The battleships were disposed
    in a straight line.
  2. (uygun bir yere) yerleştirmek.
    to dispose the soldiers for the battle.
  3. zemin/imkân hazırlamak, müstait kılmak, maruz bırakmak, sebep olmak.
    Getting your feet wet disposes you to catching cold.
  4. idare etmek, kullanmak, tasarruf etmek, takdir etmek.
    to dispose of one's time: zamanını iyi kullanmak.

    Man proposes, God disposes: Takdir tedbiri bozar/Murat insandan, takdir Allahtan.
  5. işleri düzene sokmak.
  6. şart koşmak, şarta bağlamak.
  7. mizaç, yaratılış, huy, tabiat.
  8. düzen, nizam, tertip.
(verileri) yok etme Noun, Law
işini satmak Verb
bir şirketteki payını elden çıkarmak Verb
düşmanlarını bertaraf etmek Verb
varını yoğunu elinden çıkarmak Verb
malını elden çıkarmak Verb
vaktini dilediği gibi harcamak Verb
zamanını dilediği gibi kullanmak Verb
vakit ktiinıdilediği gibi harcamak Verb
tasarruf yetkisi
tasarruf etmeye mezun
tasarruf etmeye yetkili
tasarrufta bulunmaya yetkili
tasarrufta bulunma yetkisi olmak Verb
tertip etmek Verb, Military
davayı halletmek Verb
bir ilaç reçetesini hazırlamak Verb
bir malı elden çıkarmak Verb
'lık bir maktu fiyat üzerinden satın almak Verb
vasiyet üzerine tasarruf etmek Verb
bir davayı halletmek Verb
(a) halletmek, sonuçlandırmak, intaç etmek, tamamlamak, (b) bertaraf etmek, başından savmak, elden çıkarmak,
satmak, hibe etmek, vermek, (c) yoketmek, imha etmek, defetmek.
dispose of those old newspapers.
... üzerinde tasarrufta bulunmak Verb, Law
senedi elden çıkarmak Verb
bir senedi elden çıkarmak Verb
cesedi kazıp topraktan çıkarmak Verb
bir davayı sonuçlandırmak Verb
büyük sermayesi olmak Verb
(sınav) bütün soruları yanıtlamak Verb
bir soruyu yanıtlamak Verb
bir kotaya sahip olmak Verb
bir sorunu halletmek Verb
bir değişiklik teklifini karara bağlamak Verb
bir tezi çürütmek Verb
vasiyetname ile miras bırakmak Verb
malları elinden çıkarmak Verb
arazi devir ve temlikinde bulunmak Verb
kura çekmek Verb
bir mülkü mal sahibi sıfatıyla tasarruf etmek Verb
mal üzerinde tasarrufta bulunmak Verb
mülkü mal sahibi sıfatıyla tasarruf etmek Verb
çöp atmak Verb
birinden kurtulmak Verb
birinin kaderine hükmetmek Verb
birkaç makalede birini saf dışı bırakmak Verb
gündemin sonuna gelmek Verb
(Br) sabah postasını tetkik etmek Verb
üretimi sürmek; üretileni imha etmek, elden çıkarmak Verb
çok insan tanımak Verb
disposed (2).
… niyetli, … niyet besleyen.
to be well/favorably disposed to (dispose towards) … : …'e karşı
iyi niyet beslemek.
to be friendly disposed: arkadaşça davranmak, dostane duygular beslemek.
bir malı tasarruf edebilme ehliyeti
vasiyet yoluyla tasarrufta bulunmaya yetkili
mal üzerinde tasarruf için umumi vekaletnamesi olmak Verb
mezar açıp içinden cesedi çıkarma izni