disposed

  1. Adjective
    disposed to: hazır, müsait, müstait, eğilimli, mütemayil.
    to be disposed to pity: çabuk
    merhamete gelmek, yufka yürekli olmak.
    I am disposed to believe that … : Şuna inanmak isterim ki … .
    He is disposed to obesity: Şişmanlamaya istidadı var.
    disposed oneself to sleep: uykuya hazırlanmak.
lütufkâr olmak Verb
teveccüh göstermek Verb
kolay satılır
lütufkâr olmak Verb
kötü huylu
düzensiz
iyi niyetli, hayırhah.
ill disposed: kötü niyetli, kötü yürekli, bedhah.
If you feel so disposed:
Eğer öyle düşünüyorsanız.
muvazeneli
itidal sahibi
satılmış
kullanılıp atılmış
bertaraf edilmiş
… niyetli, … niyet besleyen.
to be well/favorably disposed to (dispose towards) … : …'e karşı
iyi niyet beslemek.
to be friendly disposed: arkadaşça davranmak, dostane duygular beslemek.
elden çıkarılacak kıymetler Noun
bertaraf edilmek, satılmak.
be disposed to: mütemeyil/niyetli olmak, eğilim göstermek, içinden
gelmek.
Give what you feel disposed to: Gönlünden ne koparsa ver.
sözleşme ile satılmak Verb
bir şeye karşı olumsuz tavır takınmak Verb
birine karşı kötü niyetli olmak Verb
birine ısınamamak Verb
kabineyi tutmak Verb
bütün iddiaları bertaraf etmiş olmak Verb
bir meseleyi halletmiş olmak Verb
alıcı müşteri
birine karşı lütufkâr