son kuruşunu da bahis bahse yatırmak
Verb
son kuruşunu da bahse yatırmak
Verb
dolarizasyon
Noun, Economics
para ikamesi
Noun, Economics
Bir kere başladık artık, sonuna kadar gideceğiz.
Sentence, Idioms
Başladığımız işi bitireceğiz.
Sentence, Idioms
Yarı yolda bırakamam.
Sentence, Idioms
Başladığın işi yarıda bırakamazın.
Sentence, Idioms
Battı balık yan gider.
Sentence, Idioms
(a) son meteliğine kadar bahse girmek.
I bet my bottom dollar: Nesine istersen bahse girerim.
(b) son derece/yüzde yüz emin olmak, kesinlikle güvenmek.
dolar üzerinden çıkarılan tahvil
evrensel para: bazı ekonomistlerin teklif ettiği, karşılığı altın olan ve değeri piyasaya göre belirlenen
bir katsayı ile ayarlanan kuramsal para.
doların değerinin devalüe edilmesi
Noun
doların değerini yitirmesi
yarım dolar: 50 sent değerinde ABD gümüş parası.
Noun
İngiliz Lirasının değerini dolara bağlamak
Verb
yassı su kirpisi
(Echinarachnius parma). ABD kumsallarında su dibinde yaşar.
Noun
gayri maddi varlıklarına sadece bir dolar değer biçmek
Verb
paranın/servetin simgesi.
en yüksek ücret/maaş/fiyat.
Noun
İngiliz lirasını dolara bağlı olmaktan kurtarmak
Verb
: ortalama gelir sağlama: fiyat seviyesine bakmadan her ay aynı miktar parayı hisse senetlerine yatırma.
paralarını dolara göre ayarlayan ülkeler
dış ticaret işlemlerini dolara göre yapan ülkeler
: ortalama gelir sağlama: fiyat seviyesine bakmadan her ay aynı miktar parayı hisse senetlerine yatırma.
dolar obligasyonları
Noun
dolar açığı: bir ülkenin ABD'ne satış ve yatırımlardan elde ettiği gelir ile yaptığı ödemeler arasındaki fark
Noun
dolar politikası: (a) başka ülkelerde bulunan kendi vatandaşlarının yatırımlarını destekleme ve teşvik,
(b) malî kaynaklarına dayanarak dış ilişkilerini sağlamlaştırma, (c) iç kaynaklardan yararlanarak dış ülkelerde çıkar sağlama.
Noun
dolar ile maaşını alan kişi
dolar ile ödenmek üzere keşide edilen poliçelerin dolara çevrilmesi veya dolara eşit başka bir para ile ödenmesi
dolar açığı: bir ülkenin ABD'ne satış ve yatırımlardan elde ettiği gelir ile yaptığı ödemeler arasındaki fark
Noun
İngiliz Lirası'nın dolar havuzu dışında Amerikan menkul değerlerine yatırılmak üzere dolara çevrilmesini
yasaklayan kambiyo kontrolünün 1979'da kaldır
İngiltere'de Amerika ve Kanada doları satın almanın ek maliyeti
dolar olarak fiyat teklifi
dolar açığı: bir ülkenin ABD'ne satış ve yatırımlardan elde ettiği gelir ile yaptığı ödemeler arasındaki fark
Noun
Amerika ve Kanada menşeli menkul değerler
ABD ve Kanada menşeli menkul değerler
Noun
(US) tek fiyat uygulayan mağaza
düzinesi için bir dolar istemek
Verb
100 dolar kazançlı olmak
Verb
(US) yabancı ülkelerin dolar tahvilatı
yabancı ülkelerin dolar tahvilatı
sözleşmelerin dolar değerini altına ayarlamak
Verb
muhakkak ki, son lirama bahse girerim ki.
emeklilik fonuna yılda 100 dolar kesmek
Verb
yılda 5 bin dolarla geçinmek
Verb
1000 dolar vergi ödemek
Verb
tatil için birkaç kuruş bir araya getirmek
Verb
doların dışarıya akışını yavaşlatmak
Verb
dışarı dolar akımını yavaşlatmak
Verb
(US) işverenin ödediği işçi sigorta payı
dolar kurunu stabilize etmek
Verb
dolar ani düşüş yaptı , yen ise fırladı
(US) sipariş üzerine iş yapan simsar