dollar

  1. Noun dolar: ABD, Kanada, Avustralya, Barbados, Beliza, Habeşistan, Hong Kong, Liberya, Malezya, Yeni Zelanda,
    Singapur, Trinidad ve Tabago gibi ülkelerin para birimi.
  2. Noun (bkz: thaler ).
  3. Noun (bkz: peso ).
  4. Noun (bkz: Levant dollar ).
  5. Noun (bkz: yuan ) (1).
kesinkes emin olmak Verb
son kuruşunu da bahis bahse yatırmak Verb
son kuruşunu da bahse yatırmak Verb
dolarizasyon Noun, Economics
para ikamesi Noun, Economics
Bir kere başladık artık, sonuna kadar gideceğiz. Sentence, Idioms
Başladığımız işi bitireceğiz. Sentence, Idioms
Yarı yolda bırakamam. Sentence, Idioms
Başladığın işi yarıda bırakamazın. Sentence, Idioms
Battı balık yan gider. Sentence, Idioms
(a) son meteliğine kadar bahse girmek.
I bet my bottom dollar: Nesine istersen bahse girerim.
(b) son derece/yüzde yüz emin olmak, kesinlikle güvenmek.
dolar üzerinden çıkarılan tahvil
sahte olmayan dolar
evrensel para: bazı ekonomistlerin teklif ettiği, karşılığı altın olan ve değeri piyasaya göre belirlenen
bir katsayı ile ayarlanan kuramsal para.
doların değerinin devalüe edilmesi Noun
tanesi bir dolara
doların değerini yitirmesi
doların kaçışı
vadeli dolar Noun
altın dolar
sahici dolar
yarım dolar
yarım dolar: 50 sent değerinde ABD gümüş parası. Noun
sağlam dolar
kâğıt dolar
İngiliz Lirasının değerini dolara bağlamak Verb
(US) doların dörtte biri
yassı su kirpisi
(Echinarachnius parma). ABD kumsallarında su dibinde yaşar. Noun
gayri maddi varlıklarına sadece bir dolar değer biçmek Verb
altın dolar
paranın/servetin simgesi.
en yüksek ücret/maaş/fiyat. Noun
turist doları Noun
İngiliz lirasını dolara bağlı olmaktan kurtarmak Verb
dolar kabulü
dolar meblağı
dolar bölgesi.
: ortalama gelir sağlama: fiyat seviyesine bakmadan her ay aynı miktar parayı hisse senetlerine yatırma.
dolar alacağı
dolar bloku
paralarını dolara göre ayarlayan ülkeler
dış ticaret işlemlerini dolara göre yapan ülkeler
dolar tahvilleri Noun
dolar yazılı çek
dolar yazılı çek
: ortalama gelir sağlama: fiyat seviyesine bakmadan her ay aynı miktar parayı hisse senetlerine yatırma.
dolar ülkesi
dolar kredisi
dolar tahvilleri Noun
dolar obligasyonları Noun
dolar açığı: bir ülkenin ABD'ne satış ve yatırımlardan elde ettiği gelir ile yaptığı ödemeler arasındaki fark Noun
dolar mevduatı
doların değer kaybı
dolar politikası: (a) başka ülkelerde bulunan kendi vatandaşlarının yatırımlarını destekleme ve teşvik,
(b) malî kaynaklarına dayanarak dış ilişkilerini sağlamlaştırma, (c) iç kaynaklardan yararlanarak dış ülkelerde çıkar sağlama.
Noun
doların dışarı akması
dolar çekme
dolar ile maaş alan kişi
dolar ile maaşını alan kişi
dolar üzerinden işlem
dolar ile ödenmek üzere keşide edilen poliçelerin dolara çevrilmesi veya dolara eşit başka bir para ile ödenmesi
doların kaçması
dolar kazancı
dolar açığı: bir ülkenin ABD'ne satış ve yatırımlardan elde ettiği gelir ile yaptığı ödemeler arasındaki fark Noun
dolar fazlalığı
dolar rezervi
dolar avı
dolar çekişler Noun
dolar emperyalizmi
dolar geliri
dolar kralı
dolar borcu
dolar işareti:
$. Noun
doların dışarı akması
dolar bolluğu
dolar paritesi
dolar havuzu
İngiliz Lirası'nın dolar havuzu dışında Amerikan menkul değerlerine yatırılmak üzere dolara çevrilmesini
yasaklayan kambiyo kontrolünün 1979'da kaldır
İngiltere'de Amerika ve Kanada doları satın almanın ek maliyeti
dolar primi
dolar olarak fiyat teklifi
dolar teklif fiyatı
doların kuru
dolar kambiyo kuru
dolar açığı: bir ülkenin ABD'ne satış ve yatırımlardan elde ettiği gelir ile yaptığı ödemeler arasındaki fark Noun
dolar işareti:
$. Noun
Amerika ve Kanada menşeli menkul değerler
ABD ve Kanada menşeli menkul değerler Noun
(US) tek fiyat uygulayan mağaza
dolar sıkıntısı
dolar desteği
dolar fazlası
düzinesi için bir dolar istemek Verb
100 dolar kazançlı olmak Verb
azalan dolar rezervi
(US) yabancı ülkelerin dolar tahvilatı
yabancı ülkelerin dolar tahvilatı
sözleşmelerin dolar değerini altına ayarlamak Verb
muhakkak ki, son lirama bahse girerim ki.
emeklilik fonuna yılda 100 dolar kesmek Verb
yılda 5 bin dolarla geçinmek Verb
1000 dolar vergi ödemek Verb
tatil için birkaç kuruş bir araya getirmek Verb
çok önemli sorun.
doların dışarıya akışını yavaşlatmak Verb
dışarı dolar akımını yavaşlatmak Verb
(US) işverenin ödediği işçi sigorta payı
dolar kurunu stabilize etmek Verb
dolar kendini toparladı
dolar açığı
dolar ani düşüş yaptı , yen ise fırladı
dolar en düşük düzeyde
(US) sipariş üzerine iş yapan simsar
dolar kuru Noun, Banking
dolar bazında