down a

English-Turkish Translation

  1. akıntı yönünde
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

lay down a time limit on one's acceptance
birinin kabulü için zaman sınırı tespit etmek Verb
on the down a
düşmekte
down a plane
bir uçağı indirmek Verb
down a stream
bir nehrin akıntısı yönünde olan
back down a tax
kaldırılmış bir vergiyi yeniden ihdas etmek Verb
be on the down a (business)
(iş) kötüye gitmek Verb
beat down a price
pazarlık ederek fiyatı indirmek Verb
beat down a price
fiyat indirmek Verb
bet down a price
pazarlık ederek fiyatı indirmek Verb
break down a balance sheet
bilanço yu bölümlere ayırmak Verb
break down a balance sheet
bilançoyu bölümlere ayırmak Verb
bring down a balance
bakiye kapamak Verb
bring down a balance
bilançoyu kapatmak Verb
bring down a hostile aircraft
bir düşman uçağını yere indirmek Verb
bring down a plane
uçağı düşürmek Verb
bring down a price
bir fiyatı indirmek Verb
close down a camp
kampı bozup kaldırmak Verb
close down a shop
bir dükkânı kapatmak Verb
come down a peg
alttan almak Verb
come down a peg
yumuşamak Verb
come down a peg or two
zavallı duruma düşmek Verb
come down a peg or two
önemsiz
cut down a price
bir fiyatı kırmak Verb
flop down a heavy bag
ağır bir yükü yere bırakıvermek Verb
fold down a corner of a page
bir sayfanın ucunu kıvırmak Verb
force down a fas
bir fiyatı indirmek Verb
get down a telephone conversation
bir telefon konuşmasını kaleme almak Verb
go down a mine
maden ocağına inmek Verb
hand down a decision
karar vermek Verb, Law
hand down a decision
hüküm vermek Verb, Law
haul down a flag
bir bayrağı indirmek Verb
haul down a flag
bayrağı indirmek Verb
hold down a claim
(Br) mülkiyet hakkına karşı itiraz etmek Verb
hold down a corner in a page
köşe yazarı olmak Verb
hold down a country
bir ülkeyi baskı altında tutmak Verb
hold down a country
bir memleketi baskı altında tutmak Verb
hold down a job
işinıbırakmamak Verb
hold down a job
işini bırakmamak Verb
hold down a job
bir işte sebat etmemek Verb
howl down a speaker
bir konuşmacıyı yuhalayarak kürsüden indirmek Verb
hunt down a criminal
bir suçluyu yakalayıncaya kadar peşini bırakmamak Verb
jot down a few hints for sb
birine yardımcı olacak birkaç not yazıvermek Verb
keep down a people
bir halkı baskı altında tutmak Verb
knock down a customer
caymasına neden olmak Verb
knock down a customer
bir müşteriyi ayartmak Verb
knock down a house
bir evi soyup soğana çevirmek Verb
knock down a pedestrian
yayaya çarparak devirmek Verb
lay a ship on keel to lay down a ship
gemiyi tezgâha koymak Verb
lay a ship on keel to lay down a ship
omurga kurmak Verb
lay down a floor with linoleum
bir odaya muşamba döşemek Verb
lay down a keel
gemi inşaatına başlamak Verb
lay down a map of the district
semtin haritasını açmak Verb
lay down a principle
prensip koymak Verb
lay down a railway
demiryolu döşemek Verb
lay down a regulation
kural koymak Verb
lay down a ship
omurgayı kızağa koymak Verb
lay down a ship
gemiyi havuza almak Verb
lay down a time limit
vade koymak Verb
lay down a time limit
zamansınırını belirlemek Verb
lay down a time limit
bir zaman sınırı belirlemek Verb
leave down a ship
gemiyi yatırmak Verb
live down a scandal
bir skandala göğüs germek Verb
look down a list
bir listeye bakmak Verb
look down a list
listeye bakmak Verb
nail down a criminal
bir suçluyu yakalamak Verb
peck down a wall
bir duvarı devirmek Verb
plump down a suitcase
bir valizi yere indirmek Verb
pull a garment up or down a little bit
sıyırmak Verb
pull down a building
bir binayı yıkmak Verb
put down a buoy
şamandıra koymak Verb
put down a heckler at a meeting
bir toplantıda huzur bozan birini susturmak Verb
put down a rebellion
bir ayaklanmayı bastırmak Verb
put down a revolt
isyanı bastırmak Verb
put down a revolt
bir isyanı bastırmak Verb
put down a riot by force
bir ayaklanmayı kuvvetle bastırmak Verb
put someone down as a
kondurmak Verb
run down a battery
bir akümülatörü tüketmek Verb
run down a battery
aküyü boşaltmak Verb
run down a claim
bir talebi geri çevirmek Verb
run down a criminal
bir suçluyu yakalamak Verb
run down a criminal
suçlu yu köşeye sıkıştırmak Verb
run down a criminal
bir suçluyu köşeye sıkıştırmak Verb
scrape down a speaker
bir konuşmacıyı tepinerek indirmek Verb
send down a price
fiyat kırmak Verb
set down a case for hearing (trial)
duruşma günü tespit etmek Verb
set down a meeting for the 15th
bir toplantıyı ayın 15'ine koymak Verb
set down a name
bir ismi kaydetmek Verb
shoot down a bomber
bombardıman uçağını vurup düşürmek Verb
shoot down a plane
isabet ettirerek yere düşürmek Verb
shout down a speaker
konuşan birinin sesini bağırarak bastırmak Verb
shut down a factory
bir fabrikayı kapamak Verb
shut down a mine
bir maden ocağını kapatmak Verb
speed down a street
bir yoldan aşağı hızla gitmek Verb
speed down a street
yokuş aşağı hızla inmek Verb
squeeze down a price
bir fiyatı indirmek Verb
strike down a law
kanunu iptal etmek Verb, Law
strike down a statute
kanunu iptal etmek Verb, Law
take down a broadcast on tape
bir yayını teybe kaydetmek Verb
take down a building
binayı yıkmak Verb
take down a building
bir binayı yıkmak Verb
take down a letter
bir mektup dikte almak Verb
take down a notch
kibirini/gururunu kırmak, küçük düşürmek. Verb
take down a peg
kibirini/gururunu kırmak, küçük düşürmek. Verb
take down a peg or two
kasıntı birinin kibirini kırmak Verb
take down a speech in shorthand
bir konuşmayı steno ile yazmak Verb
take down a speech in shorthand
konuşmayı steno ile yazmak Verb
take someone down a peg or two
bir kimseyi küçük düşürmek Verb
throttle down a car to thirty miles an hour
arabanın süratini saatte 30 mile indirmek Verb
to shoot down a plane
uçağa ateş edip
to take (one) down a peg
(bir kimseyi) küçük düşürmek, utandırmak, mahcup/rezil etmek, kibirini/gururunu kırmak.
track down a fugitive
kaçağın izini sürmek Verb
track down a reference
bir referansı arayıp bulmak Verb
turn down a candidate
bir adayı kabul etmemek Verb
turn down a claim
bir talebi reddetmek Verb
turn down a job
bir işi reddetmek Verb
turn down a page in a book
kitapta sayfa çevirmek Verb
turn down a side street
arka sokağa sapmak Verb
vote down a motion
önergeye karşı oy kullanmak Verb
vote down a motion
bir önergeyi kabul etmemek Verb
vote down a motion
bir önergeye karşı oy kullanmak Verb
vote down a proposal
bir teklifi kabul etmemek Verb
wash down a car
arabayı yıkayıp temizlemek Verb
write someone down as a fool
birini budala diye adlandırmak Verb
(spring of a clock) to run down
boşalmak Verb
(team) to drop down into a lower league
ligden düşme
A fish rots from the head down.
Balık baştan kokar. Sentence
a thick syrup made by boiling down grape juice
pekmez
at a knocked down price
(Br) çok düşük fiyata
back down from a statement
bir ifadeyi geri almak Verb
be down on someone like a hammer
birine saldırmak Verb
be run down by a lorry
bir kamyon tarafından ezilmek Verb
be tied down by a contract
bir sözleşme ile bağlanmak Verb
bunker down for a long battle
uzun bir savaşa hazırlanmak Verb
closing down of a factory
bir fabrikanın kapanması
come down with a run
(fiyatlar) düşmek Verb
cut down on a lot
birçok şeyden kısıntı yapmak Verb
get a dressing down
laf işitmek Verb
get down from a bus
otobüsten inmek Verb
give someone a dressing down
birini azarlamak Verb
give someone a dressing down
terbiyesini vermek Verb
give someone a dressing down
veriştirmek Verb
give someone a setting down
birini sertçe paylamak Verb
grapple with get down to a problem
bir sorunla mücadele etmek Verb
hammer down the lid of a box
bir kutunun kapağını kapatmak Verb
have a down
birine kancayı takmak.
have a down on
saldırganlık göstermek Verb
have come down with a run
(fiyatlar) birden düşmek Verb
hoot a speaker down
birini yuhalarla susturmak Verb
keep a people down by force
halkı kuvvetle sindirmek Verb
keep a people down by force
bir halkı kuvvetle sindirmek Verb
kick a man when he is down
düşmüş birine tekme atmak Verb
knocked down for a song
(açık artırmada) ucuza üstünde kalmak Verb
lay down plans for a holiday
izin için plan yapmak Verb
let a firm down
şirketi kötü yönetimle harap etmek Verb
let a firm down
bir şirketi kötü yönetimle harap etmek Verb
let a ship go down in the wing
gemiyi kaderine bırakmak Verb
let a y go down the wind
bir gemiyi kaderine bırakmak Verb
look down on a list
bir listeye bakmak Verb
make a down payment
peşin ödemede bulunmak Verb
make a down payment
depozit depozito yatırmak Verb
mark a book down half the price
bir kitabın fiyatını yarıya indirmek Verb
pin a witness down to fact
tanığı olaylara bağlı kalmaya zorlamak Verb
pin a witness down to fact
bir tanığı olaylara bağlı kalmasına zorlamak Verb
pin a witness down to facts
tanığı gerçeklere bağlı kalmaya zorlamak Verb
pin one's opponent down to a point
rakibini bir nokta da yakalamak ve yenmek Verb
pin one's opponent down to a point
rakibini bir noktada yakalamak ve yenmek Verb
put a name down for membership
birini üyeliğe aday göstermek Verb
put down the elevations of places on a map
kotlamak Verb
put down to a customer's account
(Br) müşteri hesabına geçirmek Verb
ride down in a lift
(Br) aşağıya asansör ile inmek Verb
ride down in a lift
asansör ile inmek Verb
run down the goods of a competitor
bir rakibin mallarını kötülemek Verb
running down the goods of a competitor
bir rakibin mallarını kötüleme
set oneself down in a hotel register
otel defterine yazılmak Verb
set someone down for a job
birini bir iş için öngörmek Verb
settle down in A
A'da yerleşmek Verb
settle down in a locality
bir yerde yerleşmek Verb
settle down in a new place
yeni bir yere yerleşmek Verb
settle down to a new job
yeni bir işe girmek Verb
shake down into a job
bir işe alışmak Verb
shut down like a clam
sımsıkı kapamak Verb
stay down in a class
sınıfta kalmak Verb
stick something down in a notebook
not defterine yazıvermek.
tie someone down to a contract
birini sözleşme ile bağlamak Verb
to make a down payment
peşinat ödeme
turn a house upside down
her şeyi altüst etmek Verb
turn a place upside down
didik didik etmek Verb
turn down the gas to a pinpoint
gazı pilot aleve kısmak Verb
turn thumbs down on a loan
bir kredi başvurusunu geri çevirmek Verb
turn tumbs down on a loan
kredi başvurusunu geri çevirmek Verb
You could have koncked me down/over with a feather
Hayretten küçük dilimi yuttum/donakaldım.
English-Turkish phrases from Zargan's own database