duzenli

Turkish-English Phrases

(borsa) fiyatların düzenli yükselmesi
hardening of the market
(hava yolları) düzenli seferler
commercial service
(iş) düzenli olmak
to be on the square Verb
bir fon ya da hesaba düzenli aralıklarla para yatırılması
pay in
bir yayımda düzenli olarak kullanılan tüm basım harfleri
c dress Noun
birine vakıftan düzenli yardım etmek
to put someone on a foundation Verb
birşeyi düzenli hale getirmek
to smooth out something Verb
çok düzenli olmak
to be very orderly Verb
dağınık düzenli evler
straggling houses Noun
defterleri düzenli bulmak
to find the accounts a Verb
dini ayin ve törenlerin düzenli tekrarı
ritualism
düzenli
methodical
düzenli
equipped
düzenli
tidy
düzenli
set
düzenli
tactical
düzenli
orderly
düzenli
systematic
düzenli
in order
düzenli
straight
düzenli
harmonic
düzenli
tactic
düzenli
steady
düzenli
symetrical
düzenli
stated
düzenli
geared
düzenli
balanced
düzenli
crisp
düzenli
just so
düzenli
coordinate
düzenli
symmetric
düzenli
planned
düzenli
even
düzenli
uniform
düzenli
harmonious Adjective
düzenli
organized
düzenli
punctual
düzenli
apple-pie order
düzenli
measured
düzenli
organic(al)
düzenli
regular Adjective
düzenli aralıklarla
regularly Adverb
düzenli aralıklarla
periodically Adverb
düzenli aralıklarla
at regular intervals Adverb
düzenli artışlarla
incrementally Adverb
düzenli biçimde
neatly Adverb
düzenli biçimde
regularly Adverb
düzenli bir biçimde
by numbers
düzenli bir grup hisse senedi
regular lot
düzenli bir günün çalışması
tidy day's work
düzenli bir hayat sürmek
to lead a steady life Verb
düzenli bir ricatte bulunmak
to effect a retreat in good order Verb
düzenli bir şekilde
neatly Adverb
düzenli bir şekilde
steadily Adverb
düzenli bir üslubu olmayan müzik parçası
fantasia Noun
düzenli çalışmak
to plug Verb
düzenli çarpılma
harmonic distortion
düzenli depolama
land filling
düzenli elektromanyetik dalgalar yayınlayan gök cisimleri
pulsar Noun
düzenli fiil
regular verb
düzenli gelir
regular income
düzenli geliri olmak
to draw a regular income Verb
düzenli gemi seferi olan bir şirketin konşimentosu
berth bill of lading Noun
düzenli hat konşimentosu
liner bill of lading Noun, Maritime Traffic
düzenli hayat
level life
düzenli idman yapma
keep- fit
düzenli iş
regular employment
düzenli işi olmama
at a loose end
düzenli kalabalık
orderly crowd
düzenli kılmak
to steady Verb
düzenli kira ödemeli
straight lease
düzenli masa
neat desk
düzenli oda
tidy room
düzenli ödeme
periodic payment
düzenli olarak
periodically Adverb
düzenli olarak
faithfully Adverb
düzenli olarak
constantly Adverb
düzenli olarak
frequently Adverb
düzenli olarak
steadily Adverb
düzenli olarak
regularly Adverb
düzenli olarak
at regular intervals Adverb
düzenli olarak kiliseye giden kişi
churchgoer
düzenli olarak ortaya çıkan ya da tartışılan konu
hardy annual
düzenli olarak yinelenen
isochronous
düzenli olmak
to be in order Verb
düzenli olmak
to keep a Verb
düzenli olmayan
uneven
düzenli ordu
standing army
düzenli posta seferi yapan gemiler için rıhtımda ayrılan yer
accomodation berth
düzenli sefer yapmak
to ply Verb
düzenli seferi olmayan gemi
transient ship
düzenli tasarruf hesabı
regular savings account
düzenli temettü
regular dividend
düzenli tutmak
to keep in order Verb
düzenli uçuş
formation flying
düzenli üretim akışı
even flow of production
düzenli vapur seferleriyle yapılan deniz taşımacılığı
liner transport
düzenli ve basit görev
milk round
düzenli ve olaysız bir biçimde yaşamak
to jog Verb
her şey yerli yerinde ve düzenli olmak
to have everything dead a and in order Verb
işinde düzenli olmak
to be expeditious in business Verb
ışınlı kumanda düzenli tekne
radio controlled boat
karışık düzenli vagon
composite carriage
kendi düzenli işleri dışında çalışan kişileri çalıştırma
black work
kiralarını düzenli ödememek
to fall behind with one's rent Verb
Manş Denizi'nde düzenli feribot seferleri yapılan limanlar
channel ports Noun
olayların düzenli olarak kaydedildiği araştırma yöntemi
diary
piyasa fiyatları üzerinden düzenli kar/zarar beyanı(na dayalı muhasebe sistemi)
mark-to-market (accounting method)
programlanmış ya da düzenli bir güzergâh
run
saat gibi düzenli
like clockwork
seferleri düzenli olmayan
tramp steamer
şirket tarafından temettülerin düzenli aralıklarla ödenmesi
regularity of dividends
tırtıllı işletme düzenli araç
full- track vehicle
Turkish-English phrases from Zargan's own database

düzenli
Kendi düzeninin ... yerli yerinde