elde etmek

Turkish-English Translation

  1. Verb to carry
  2. Verb to gain in
  3. Verb to get access to
  4. Verb to get out of
  5. Verb to snag
  6. Verb to whistle up
  7. Verb to secure
  8. Verb to derive
  9. Verb to produce
  10. Verb to realize
  11. Verb to win
  12. Verb to occupy
  13. Verb to achieve
  14. Verb to acquire
  15. Verb to come by
  16. Verb to find
  17. Verb to gain
  18. Verb to have
  19. Verb to land
  20. Verb to obtain
  21. Verb to procure
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(parti) eski gücünü elde etmek
to make one's comeback Verb
(seçim zaferi) ezici çoğunluk elde etmek
to landslide sweep Verb
...'i elde etmek
to get one's hands on ... Verb
araştırarak elde etmek
to forage Verb
atılan oyların çoğunluğunu elde etmek
to secure the majority of votes cast Verb
avantaj elde etmek
to gain Verb
avantaj elde etmek
to work the system Verb
bağımsızlığını elde etmek
to conquer one's independence Verb
bağımsızlık elde etmek
to secure independence Verb
başarı elde etmek
to make inroads Verb
belli bir çapta ekonomik bağımsızlık elde etmek
to obtain a measure of economic independence Verb
bilgi elde etmek
to gain information Verb
bir bakanın iltiması ile hükümette bir mevkii elde etmek
to obtain a government position through interest with a cabinet minister Verb
bir fırsat elde etmek
to get a look in Verb
bir hak elde etmek
to acquire a right Verb
bir hak elde etmek
to derive a title Verb
bir işi pistonla elde etmek
to get a job by push Verb
bir istikraz elde etmek
to negotiate a loan Verb
bir mevki elde etmek
to obtain a position Verb
bir seçimde birinin desteğini elde etmek
to have sb's support in an election Verb
bir şeyden azami fayda elde etmek
to get the best out of sth Verb
bir şeyden gelir elde etmek
to derive revenue from sth Verb
bir şeyden kâr elde etmek
to make gain of sth Verb
bir şeyden kâr elde etmek
to have a rake off on sth Verb
bir şeyi dolambaçlı yollarla elde etmek
to achieve something by oblique ways Verb
bir şeyi fahiş fiyata elde etmek
to obtain something at a ransom price Verb
bir şeyi hile ile elde etmek
to obtain something by trick Verb
bir şeyi hile ile elde etmek
to take someone for sth Verb
bir şeyi hile ile elde etmek
to obtain something under false pretenses Verb
bir şeyi sonunda elde etmek
to latch on to sth Verb
bir şeyi yazılı olarak elde etmek
to have something down in black and white Verb
bir şeyin en iyisini elde etmek
to get the most out of Verb
bir şeyin en iyisini elde etmek
to get the utmost out of Verb
bir şeyin en iyisini elde etmek
to get the best out of Verb
bir sırrı elde etmek
to get hold of a secret Verb
bir sonuç elde etmek
to achieve a result Verb
bir sonucu elde etmek
to ensure a result Verb
birçok güçlüklerin karşısında başarı elde etmek
to succeed in the face of many difficulties Verb
birinde başarı elde etmek
to have success with sb Verb
birine karşı başarı elde etmek
to have success with sb Verb
birine karşı rahat zafer elde etmek
to walk away from sb Verb
birine üstünlük elde etmek
to have the wind of sb Verb
birine üstünlük elde etmek
to gain the advantage over sb Verb
birşey sayesinde birşey elde etmek
to obtain something through something Verb
birşeyden birşey elde etmek
to obtain something through something Verb
birşeyden daha fazla elde etmek
to gain in something Verb
birşeyi elde etmek
to come by something Verb
büyük bir başarı elde etmek
to reap a great success Verb
büyük kârlar elde etmek
to make huge profits Verb
büyük kârlar elde etmek
to make huge pimss Verb
çabuk para elde etmek
to shake the pagoda Verb
çoğunluğu elde etmek
to gain a majority Verb
çoğunluğun desteğini elde etmek
to go gain majority support Verb
çoğunluk elde etmek
to secure a majority Verb
daha fazla birşey elde etmek
to gain in something Verb
davalı aleyhine mahkeme kararı elde etmek
to recover judgment against the defendant Verb
deneyim elde etmek
to gain experience Verb
deneyimini pahalıya elde etmek
to pay dearly one's experience Verb
derece elde etmek
to gain a degree Verb
dil dökerek elde etmek
to coax Verb
dolandırıcılıkla elde etmek
to obtain by fraud Verb
dürüst olmayan yoldan elde etmek
to finagle Verb
en yüksek fiyatı elde etmek
to secure the best value Verb
enerji elde etmek
to generate power Verb
erişim olanağı elde etmek
to gain access Verb
gelir elde etmek
to generate revenue Verb
gerekli çoğunluğu elde etmek
to obtain the necessary majority Verb
giriş hakkı elde etmek
to gain entrance Verb
güç elde etmek
to gain power Verb
haberleri dolaylı olarak elde etmek
to get news secondhand Verb
hak elde etmek
to acquire a right Verb
haklarını yeniden elde etmek
to redeem one's rights Verb
haksız fiil yüzünden tazminat elde etmek
to obtain damages in tort Verb
haksız kazanç elde etmek
to derive an improper personal benefit Verb, Law
haksız kazanç elde etmek
to line your own pockets Verb
ilişkileri aracılığıyla mevki elde etmek
to pull the wires for office Verb
indirim elde etmek
to get a fas reduced Verb
istenilen fiyatı elde etmek
to obtain a price Verb
istenilen fiyatı elde etmek
to obtain a fas Verb
itibarını yeniden elde etmek
to retrieve one's reputation Verb
itibarını yeniden elde etmek
to recover one's credit Verb
iyi bir memuriyet elde etmek
to get a good position in the civil service Verb
iyi fiyat elde etmek
to fetch a good price Verb
iyi fiyat elde etmek
to draw a good price Verb
kanun hükmünü elde etmek
to obtain legal force Verb
kanunen elde etmek
to obtain lawfully Verb
kâr elde etmek
to make one's hand Verb
kâr elde etmek
to generate profit Verb
kâr elde etmek
to reap profits Verb
kâr elde etmek
to draw pimss Verb
kazanç elde etmek
to make a profit Verb
kazanç elde etmek
to generate revenue Verb
kazanç elde etmek
to generate earnings Verb
kazanç elde etmek
to make Verb
kazancını çalışarak elde etmek
to gain by one's business Verb
kira ödeyerek bir evin yıllarca kullanma hakkını elde etmek
to take a house on lease for several years Verb
kömürden yan ürün elde etmek
to recover by products from coal Verb
kötü netice elde etmek
to fare poorly Verb
küçük kazançlar elde etmek
to register small gains Verb
kurnazlıkla elde etmek
to obtain by artifice Verb
kurnazlıkla lisans elde etmek
to obtain a licence license under false pretences Verb
mahkeme kararı elde etmek
to recover a judgment Verb
mal elde etmek
to obtain goods Verb
memleketten elde etmek
to issue out of land Verb
mirasla elde etmek
to take by inheritance Verb
mülkiyet elde etmek
to acquire the title Verb
mülkiyet hakkını elde etmek
to recover title Verb
mülkiyetini elde etmek
to reduce into possession Verb
müşteri elde etmek
to gain customer Verb
muvafakatini elde etmek
to secure the assent Verb
net kâr elde etmek
to clear a pims Verb
net kâr elde etmek
to clear a profit Verb
olanaklarından azami fayda elde etmek
to make the most of one's resources Verb
oy desteğini elde etmek
to obtain voting support Verb
oy kullanan seçmenleri dalaverelerle elde etmek
to manipulate voters Verb
parlak başarı elde etmek
to come off with flying colours Verb
puan elde etmek
to make Verb, Sports
rakibine karşı avantaj elde etmek
to gain advantages over one's competitor Verb
rakibine karşı avantaj elde etmek
to gain an advantage over one's competitors Verb
randevu elde etmek
to get an term Verb
randevu elde etmek
to get an appointment Verb
sadece küçük bir kâr elde etmek
to get only a small profit Verb
sahtekârlıkla elde etmek
to obtain by fraud Verb
sahtekârlıkla kredi elde etmek
to obtain credit by fraud Verb
şirketin çoğunluk hissesini elde etmek
to have the controlling interest Verb
siyasal kazançlar elde etmek
to reap political gains Verb
skor elde etmek
to make Verb, Sports
soğukkanlılığını yeniden elde etmek
to smooth one's crumpled feathers Verb
tahliyesini elde etmek
to get one's discharge Verb
tam başarı elde etmek
to carry the who before one Verb
tam üyelik elde etmek
to get full membership Verb
tatlı sözlerle kandırarak bir şeyler elde etmek
to coax a secret out of sb Verb
telif hakkını elde etmek
to copyright Verb
tescil yükümlülüğünden muafiyet elde etmek
to provide an exemption from registration Verb
tevkif müzekkeresi elde etmek
to obtain an arrest warrant Verb
turizmden büyük döviz meblağı elde etmek
to obtain large sums of foreign exchange from tourism Verb
üstünlük elde etmek
to gain the mastery Verb
uzun süre devam eden intifa suretiyle bir hak elde etmek
to usucapt Verb
vergi indirimini elde etmek
to gain relief Verb
verilen oyların çoğunluğunu elde etmek
to poll a majority of votes Verb
yalanla dolanla para elde etmek
to obtain money by false pretences Verb
yasa dışı yollardan uyuşturucu madde elde etmek
to score Verb
yeni bir pazar elde etmek
to win a new usm Verb
yeni bir pazar elde etmek
to win a new market Verb
yeniden elde etmek
to reacquire Verb
yeniden kontrolü elde etmek
to regain control Verb
yüksek bir fiyat elde etmek
to realize a (high) price Verb
yüksek bir kira elde etmek
to command a high rent Verb
yüksek fiyat elde etmek
to fetch a high price Verb
zafer elde etmek
to gain victory Verb
zorla elde etmek
to wrest Verb
zorla elde etmek
to steamroller Verb
elde etmek üzere bulunmak
to in lob for Verb
altın elde etmek için çakılları elekte yıkamak
to wash gravel for gold Verb
bir işi elde etmek için büyük çaba göstermek
to try hard for a job Verb
bir mevkii kurnazlıkla elde etmek için plan yapmak
to scheme for a post Verb
bir şey elde etmek için gösterilen sahte sevgi
cupboard love
bir şeyi elde etmek için
in order to ensure sth
bir şeyi elde etmek için her şeyi yapmak
to make a play for sth Verb
bir şeyi elde etmek için yeri göğü birbirine katmak
to move heaven and earth Verb
çabuk kâr elde etmek amacıyla hisse senedi alıp satmak
to stag the market Verb
çoğunluğu elde etmek için birkaç oy eksik olmak
to be a few votes short of majority Verb
çoğunluğu elde etmek için birkaç oyun eksik olması
to be a few votes short of majority
erişmek, elde etmek; kazanmak
to attain Verb
faiz geliri elde etmek için yatırılan ana para
amount at interest
karar elde etmek için başvurmak
to refer for decision Verb
melez elde etmek için çiftleştirmek
to mix Verb
mutluluğunu elde etmek için büyük sıkıntılara katlanmak
to pay dearly one's happiness Verb
şans zayıf da olsa başarı elde etmek umuduyla riske girme
on spec
vb elde etmek için kıyasıya rekabet etme
rat race
yüksek bir kira elde etmek sözleşme kirası
to command a high rent contract rent
elde mevcut olanla idare etmek
to make do with Verb
henüz elde olmayan malı ilerde teslim etmek üzere satmak
to sell short Verb
henüz elde olmayan malı ileride teslim etmek üzere satmak
to sell short Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database