farkli

Turkish-English Phrases

(binalar , odalar) bölümleri farklı seviyelerde olan
splint level
...'den çok da farklı değil.
It's not very different from ....
...'den çok farklı
a far cry from ... Noun
...'den pek de farklı değil.
It's not very different from ....
...'e ...'den farklı davranmak
to treat ... differently than ... Verb
...'e ...'den farklı muamele etmek
to treat ... differently than ... Noun
...'i ...'den farklı kılmak
to set ... apart from ... Verb
...'in farklı aşamalarında
at different stages of ... Adverb
ama farklı çocuklardan gelen
collateral
aslından farklı
inaccurate
aynı mal için değişik piyasalarda farklı fiyat uygulaması
multiple price
beklenenden farklı
anomalous Adjective
benzer hizmetler için farklı ücretler istenmesi
rate discrimination
bir parti içindeki farklı görüşlerin vurgulanması
polarize
birbirinden çok da farklı olmayan
comparable Adjective
birbirinden farklı iki canlının ortak yaşaması
symbiosis
biriyle farklı görüşte olmak
to break ranks with somebody Verb
birşeyden çok farklı olmak
to be far removed from something Verb
bütün farklı fikirler
all shades of thought Noun
çevresinden farklı bir alan
swath
çok farklı
far out
çok farklı bir durum
completely different animal Noun, Idioms
çok farklı bir durum
totally different ball game Noun, Idioms
çok farklı bir durum
whole new ball game Noun, Idioms
'den çok farklı olmak
to be a far cry from Verb
den farklı
unlike
farklı
divergent
farklı
various Adjective
farklı
discrepant
farklı
discrete
farklı
variant
farklı
different
farklı
differential
farklı
unorthodox
farklı
dissimilar
farklı
distinct
farklı
several
farklı
another
farklı
apart
farklı
different from/than/to
farklı
dividual
farklı
incoherent
farklı bir şekilde
differently Adverb
farklı çıktıları varsa
productive efficiency relative efficiency
farklı çizgiler
differential features Noun
farklı çizgiler
differential feature
farklı düşünceleri olmak
to disagree Verb
farklı düşündüklerini kabul etmek
to agree to differ Verb
farklı düşündüklerini kabul etmek
to agree to disagree Verb
farklı fikirlere sahip olduklarını kabul etmek
to agree to differ Verb
farklı fikirlere sahip olduklarını kabul etmek
to agree to disagree Verb
farklı fiyat
diverging price
farklı fiyat ihalesi
discriminatory auction Economics
farklı fiyat uygulama sistemi
differential price system
farklı fiyat uygulama sistemi
(US) differential price system
farklı fiyat uygulaması
price discrimination
farklı görüşteki siyasal grupların birleşmesi
coalition
farklı gümrük tarifesi
differential tariff
farklı kılmak
to distinguish Verb
farklı landırılmış gümrük tarifesi
differential duty
farklı muamele
discriminatory treatment Noun
farklı olarak
differently Adverb
farklı olarak
variously
farklı olmak
to differ Verb
farklı olmak
to differentiate Verb
farklı olmak; benzememek
to differ Verb
farklı özelliği olan
differential
farklı şekillerde
multiply Adverb
farklı şekilleri olan
variform
farklı tarife
differential price list
farklı tarife
differential rate
farklı tarifeli hat
differential line
farklı ücret
differential wage
farklı vergi uygulama
discriminatory taxation Noun
farklı vergi uygulama
tax discrimination
farklı vergi uygulaması
tax discrimination
farklı vergilendirme
taxation discrimination
farklı yerlerde bulunan farklı kişilerin
time sharing
farklı yönlere dağılan
tangential
farklı zevkler
dissimilar tastes Noun
hakikatten farklı
inexact
hakiki rakam veya ölçüden farklı
inexact
Herkesin farklı fikirleri olabilir.
Everyone is entitled to their own opinion.
olduğundan farklı göstermek
to misreport Verb
pek çok farklı şeyden keyif almak
to live life to the full Verb
satış yapılan yerden farklı olarak
back room
sınai şirketlerden farklı olarak
commercial stock
sıra ile farklı ekinler ekme
rotation of crops
sözcüğün farklı yazılışı
variant spelling of word
tamamen farklı
disparate
Turkish-English phrases from Zargan's own database

farklı
Ayırt edilmesine sebep olan bir başkalığı ... farkı olan, değişik, başka