friendly

English-Turkish Translation

  1. Noun, Sports dostluk maçı
  2. dost+, arkadaş+, samimî, içten, dostça, arkadaşça, dosta yakışır.
    a friendly greeting: dostça
    selam.
    friendly relations between countries: memleketler arasında dostça ilişkiler.
    a friendly nation: dost millet.
    to be on friendly terms with someone: birisiyle iyi/dostça geçinmek, arası iyi olmak.
  3. güleryüzlü, kanısıcak, sokulgan, munis, iyi yürekli, nazik.
    People here are so friendly.
  4. iyiliksever, yardımsever.
    friendly society: yardım(sevenler) cemiyeti, yardımlaşma kurumu.
  5. uygun, elverişli, müsait, işe yarar.
    a friendly wind. We found shelter from the rain under a friendly tree.
  6. friendlily ile ayni anlama gelir. dostane, dostça, arkadaşça, ahbapça, dosta yakışır şekilde.
    to be friendly : dostça/samimî davranmak.
  7. Noun dost, arkadaş, misafirperver kimse, özellikle bir ülkeyi istilâ edenlere veya oraya gelip yerleşenlere dostça davranan kimse.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be on friendly terms with one's neighbors
komşularıyla iyi ilişkiler içinde olmak Verb
environment-friendly
çevreye duyarlı Adjective, Environment-Ecology
handicapped-friendly
engelli dostu Adjective, Construction
environment friendly
çevre dostu Noun, Environment-Ecology
ozone friendly
ozon tabakasına zararlı olan kimyasal maddeleri içermeyen
friendly agreement
sulhen anlaşma
friendly arbitrator
komisyoncu
friendly arbitrator
aracı
friendly arbitrator
şefaatçi
friendly arbitrator
muameleci
friendly arbitrator
arabulucu
friendly arrangement
dostça anlaşma
friendly chat
yarenlik
friendly chat
hasbıhal
friendly conversation
muhabbet
friendly footing
dostça durum
friendly game
dostluk maçı Noun, Sports
friendly lead
(Br) kamu yararına tertiplenen şenlik
friendly match
dostluk maçı Noun, Sports
friendly nation
dost ülke
friendly nation
dost devlet
friendly neutrality
dostane tarafsızlık Noun
friendly piece of advice
dostça tavsiye
friendly reception
hüsnükabul
friendly reception
dostça hüsnükabul
friendly relation
dostça ilişki
friendly settlement
dostane çözüm Noun, Law
friendly society
(Br) kâr amacı gütmeyen hayır kurumu
friendly society
yardımlaşma derneği
friendly society
kâr amacı gütmeyen kuruluş
friendly state
dost devlet
friendly suit
bir uzlaşma sonucunda açılan dava
friendly take over takeover
ele geçirilmesi hedeflenmiş bir şirketin yönetim kurulu ve hissedarlarınca iyi karşılanan satın alınma
friendly understanding
dostça anlaşma
friendly winds
istenilen yönden esen rüzgâr
friendly witness
kendi tanığı
be friendly to a cause
bir gayeyi desteklemek Verb
be friendly with each other
hoşlaşmak Verb
be on a friendly footing with sb
biriyle arası iyi olmak Verb
be on friendly terms with
ahbaplık etmek Verb
be on friendly terms with
konuşmak Verb
be on friendly terms with no one
hiç kimseyle arası olmamak Verb
be on friendly terms with sb
biriyle dostça ilişkileri olmak Verb
be very friendly with each other
yağlı yağlı ballı olmak Verb
behave in a friendly way toward
yakınlık göstermek Verb
brief and friendly chat
hoşbeş
do someone a friendly turn
birine bir iyilik etmek Verb
give someone a friendly reception
birini dostça karşılamak Verb
have a friendly chat
muhabbet etmek Verb
have a friendly chat
hasbıhal etmek Verb
have friendly chat
yarenlik etmek Verb
in a friendly manner
arkadaşça
in a friendly way
iyilikle
maintain friendly relations
dostane ilişkiler sürdürmek Verb
make a friendly gesture to sb
birine dostça bir davranışta bulunmak Verb
on friendly terms
dostça
strengthen friendly relations
dostça ilişkileri güçlendirmek Verb
sustain friendly relations
dostça ilişkileri sürdürmek Verb
they are not on friendly terms
araları açık
they are on friendly terms
araları iyi
Declaration on Principles of International Law Concerning Friendly Relations and Cooperation Among States
Devletler Arasında Dostça İlişkiler ve İşbirliğine İlişkin Uluslararası Hukuk İlkeleri Konusundaki Bildirge Noun, International Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database