fuzz

  1. Noun hav, tüy, ince/hafif kıl, tüy gibi herhangi bir şey.
    Peaches and some caterpillars are covered with fuzz.
  2. Noun hav/tüy tabakası, tüy gibi kabarık şey.
    The girl's hair stood out in a fuzz round her head.
  3. Noun polis,
    argo aynasız.
  4. Noun tüylenmek, tüyle kaplanmak, tüy gibi uçmak.
    The blanket is fuzzing.
  5. Noun donuklaş(tır)mak, bulan(dır)mak, belirsizleş(tir)mek.