gem

English-Turkish Translation

  1. mücevher, cevher, değerli/kıymetli taş.
    Diamonds and rubies are gems.
  2. mücevher gibi değerli/kıymetli şey.
    This gem of wisdom. a gem like her. This house is a gem.
  3. çok sevilen/hürmet edilen kimse,
    mec. göz nuru, baş tacı.
  4. hafif bir çeşit pasta.
  5. Printing 4 punto matbaa harfi.
  6. (kuyumculukta) sahici, hakikî, kıymetli.
    a gem ruby.
  7. mücevherlerle/kıymetli taşlarla süslemek/tezyin etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

foil (for setting off a gem
foya
gem ring
taşlı yüzük
gem stone
mücevher
gem stone
değerli taş
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. bit
  2. bit of a bridle
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

açık denizde çalışan gemi
seagoing vessel
ana gemi
main ship
ana gemi
parent ship
ana gemi
mother ship
avarya altında gemi
ship under average
avarya durumundaki gemi
ship under average
az su çeken zırhlı gemi
monitor
bağlı olduğu limana giden gemi
inbound ship
bağlı olduğu limandan sefere çıkan gemi
outward bounder
batma tehlikesinde olan gemi
ship in distress
batmak üzere olan gemi
ship in difficulties
bir arkadaki gemi
ship next astern
bir gemi
fall overboard
bir öndeki gemi
ship next ahead
birinci sınıf gemi
class ship
birinci sınıf gemi
first class ship
boş gemi
empty ship
bulaşık gemi
ship with a bad bill of health
buz ile çevrilmiş gemi
beset
buz kıran gemi
ice breaker
çıktığı limana dönen gemi
inward bound
denizaltı kovalayan gemi
submarine chaser
denizde yük veya yolcu taşımak için elverişli olan gemi
seaworthy vessel
denizde yük ya da yolcu taşımak için elverişli olan gemi
seaworthy vessel
dönmek (rüzgâr veya gemi
haul
dört kenarlı yelkeni olan küçük gemi
lugger
düzenli seferi olmayan gemi
transient ship
ekspres gemi
express boat
ekspres gemi
express liner
ev olarak kullanılan gemi
house barge
ev olarak kullanılan gemi
(Br) housebarge
fransız yapımı gemi
French built ship
gemi sahibi ve sigortacılar adına gemi
marine surveying
gemi sahibi ve sigortacılar adına gemi
marine surveyor
göçmen taşıyan gemi
emigrant ship
güvenlik nöbetçileri gözetiminde bağlanmış gemi
laid-up vessel
güvertesiz gemi
open boat
hareketsiz duran gemi
idle vessel
her türlü malı taşıyan bağımsız gemi
tramp steamer
hızlı giden gemi
flyboat
hurda gemi
hulk
iç sularda seyreden gemi
vessel of inland navigation
iki veya üç direkli gemi
schooner
istanbul'a giden gemi
ship bound for İstanbul
ithal malı getiren gemi
import ship
kablo döşeyen gemi
cable steamer
karantina altında olmayan gemi
clean ship
kayakla su üzerinde giden küçük gemi
hydrofoil
kayaklı gemi
jetfoil
kayıp gemi
missing ship
kayıtlı gemi
register (ed) ship
kendi limanına dönen gemi
homeward- bound ship
kıçtan çarklı gemi
paddle boat paddle streamer
kiralanmış gemi
chartered ship
kırkambar şeklinde denizde taşıma sözleşmelerini yapan gemi
general ship
konteyner taşımak üzere yapılmış gemi
container ship
manevra yapamayacak durumdaki gemi
crippled ship
memleket dışına sefere çıkan gemi
outgoing ship
monte edilmiş gemi
fabricated ship
motorlu gemi
motor ship
muntazam seferi olmayan gemi
transient ship
muntazam seyri olan gemi
regular navigation
muntazam seyri olan gemi
line navigation
normlara tam uygun yapılmış gemi
full scantiling vessel
normlara tam uygun yapılmış gemi
full scantling vessel
nükleer enerji ile işleyen gemi
nuclear-powered ship
nükleer güçle çalışan gemi
nuclear ship
onaran gemi
replenishment ship
ortak bir deniz tehlikesinde meydana gelen zararın gemi
general average
sadece ikinci mevki yolcu taşıyan gemi
cabin cruiser
sağlam gemi
sound ship
sarnıçlı gemi
tank ship
savaş sırasında esir mübadelesine ayrılan gemi
cartel ship
savaşta askeri personelle donatılan sivil gemi
public armed vessel
sayılmış gemi
listed
sefere çıkan gemi
going ship
sefere çıkan gemi
outgoing ship
sefere çıkan gemi
leaving ship
soğuk hava depolu gemi
cold-storage vessel
standart gemi
standard ship
su geçirmez bölge ve kapılarla ayrılmış bölümleri olan gemi
compartment boat
tam armalı gemi
full rigged
tam tayfalı gemi
fully-manned ship
tam yüklü gemi
fully loaded vessel
tam yüklü olarak kanalarına kadar batmış gemi
full and down
tarafsız gemi
free ship
tarafsız gemi
neutral ship
tarifeli gemi
scheduled ship
tek başına seyreden gemi
single-cruising vessel
tek direkli yelkenli gemi
sloop
temizlenmiş gemi
clean ship
terk edilmiş gemi
derelict ship Noun
terk edilmiş gemi
abandoned ship
terkedilmiş gemi
abandoned ship
tescilli gemi
registered ship
ticari gemi
merchantman
torba şeklinde ağ ile balık tutmak için kullanılan gemi
trawler
türbin motorlu gemi
mts
üç direkli ve her direkte seren ile yan yelkenleri olan gemi
ship
vagon taşıyan gemi
train ferry
yabancı bandıralı gemi
foreign vessel
yabancı gemi
foreign ship
yandan çarklı gemi
paddle boat paddle streamer
yedek gemi
replacement ship
yelkenli gemi
sail
yelkenli gemi
windjammer
yoldaş gemi
consort
yük arayan gemi
vessel on freight
yüklü gemi
fully laden ship
yüklü gemi
full (fully laden) ship
yüzer halde gemi
derelict ship Noun
Y'ye giden gemi
y
zapteden gemi
captor ship
zırhlı gemi
armour ship
zırhlı gemi
ironclad
atların ağzına takılan bir tür gem
snaffle
gem almak
to take the bit Verb
gem vurma
curbing
gem vurmak
to restrain Verb
gem vurmak
to bridle Verb
gem vurmak
to curb Verb
gem vurulmamış
unbridled
(at) gem ile hâkim olunamayan
hard- mouthed
ağzına gem vurmak
to snaffle Verb
ağzına gem vurmak
to put the lid on Verb
ağzına gem vurmak
to put to silence Verb
atın gem zinciri
curb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Zaptetmek veya istenilen tarafa çevirmek için ... ağzına takılan demir âlet
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.