getirme

Turkish-English Translation

  1. Noun introduction
  2. Information Technology swap-in
  3. bringing
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

eski hale getirme
restitution in kind Noun, Civil Law
gündeme gelmek
figure prominently Verb
mesele haline getirmek
make a big deal out of something Verb
sorun haline getirmek
make a big deal out of something Verb
açıklık getirme
enlightenment Noun
acilen yerine getirme
prompt discharge
aktif hale getirme
activation Noun
alıp getirme
fetch
anlaşılır hale getirme
simplification Noun
araziyi inşaata elverişli duruma getirme
land development
başladığı işin sonunu getirme
follow-through Noun
başlangıç durumuna getirme
initialization Noun, Information Technology
bir anlaşmayı yerine getirme
consummation of a deal
bir araya getirme
composition Noun
bir araya getirme
conjunction Noun
bir araya getirme
compilation Noun
bir araya getirme
articulation Noun
bir araya getirme
concentration Noun
bir araya getirme
muster
bir sözleşmenin bütün hükümlerini yerine getirme
faithful performance of a contract
bir tanık getirme
bringing forward of a witness
bir vaadi yerine getirme
release from a promise
bir yazıyı yayımlanacak duruma getirme
editing
bir yükümlülüğü yerine getirme
discharge of an obligation
birinin itibarına halel getirme
hurt of sb's reputation
buhar haline getirme
evaporation Noun
çeşitli hale getirme
diversification Noun
daimi hale getirme
perpetuation
davet ve önerinin gerektirdiği görevleri yerine getirme
acceptance of service
dile getirme
articulation Noun
emirleri yerine getirme
attending the order
en iyi duruma getirme
optimization Noun
en uygun duruma getirme
optimization Noun
eşit duruma getirme
equation Noun
eşit hale getirme
equation Noun
eski durumuna getirme
roll back
eski durumuna getirme
reinstatement Noun
eski hale getirme
restitution in integrum
eski haline getirme
reinstatement Noun
eski haline getirme
restoration Noun
eski haline getirme
refection
faiz getirme
interest-yielding
faiz getirme
interest- yielding
fakirleştirip sadakaya muhtaç duruma getirme
pauperization
geri getirme
return
geviş getirme
rumination
görevlerini sadık bir biçimde yerine getirme
faithful discharge of his duties
görevlerini yerine getirme
observance of duties
görünüşünü, işleyişini, vb daha iyi duruma getirme
face lift
hakkını yerine getirme
redress
halel getirme
damnification
harekete getirme
rouse
hareketsiz hale getirme
immobilization
hesabı eski duruma getirme
nursing of an account
insanları bir araya getirme
ingathering
işlemiş kiraları getirme
tender of rents due
isteğe uygun hale getirme
customization Noun
kâr getirme
profit-yielding
kâr getirme
profit making
karışık hale getirme
complication Noun
kavram durumuna getirme
conceptualization Noun
kelime ekleyerek daha açık hale getirme
epexegesis Noun, Language-Literature
kelime ekleyerek daha açık hale getirme
eisegesis Noun, Language-Literature
kişiye özel hale getirme
customization Noun
küçük, düzgün toplar haline getirme
pearling
kullanılabilir duruma getirme
reclamation Noun
kullanışa uygun duruma getirme
seasoning
kusursuz hale getirme
perfection Noun
mahkemeye gerçeğe aykırı tanık getirme
subornation perjury
mahkûmları yargılanmak üzere mahkemeye getirme
gaol- delivery
memuriyete getirme
investment Noun
meydana getirme
constitution Noun
meydana getirme
composition Noun
meydana getirme
fabrication
meydana getirme
generation Noun
meydana getirme
establishing
meydana getirme
working
meydana getirme
originating
meydana getirme
institution Noun
meydana getirme
making
meydana getirme
creation Noun
meydana getirme
formation Noun
meydana getirme
causation
meydana getirme
achievement Noun
meydana getirme
framing
mükemmel hale getirme
perfection Noun
nihaî haline getirme
finalization Noun
oluklu hale gelme ya da getirme
corrugation
otomatik hareket getirme
automatic release
otomatik harekete getirme
automatic release
oyuna getirme
frame up
parçaları bir araya getirme
piecing together
rastgele hale getirme
hashing
resmen memuriyete getirme
investiture
resmi bir görevi yerine getirme
officiation
sadık bir şekilde yerine getirme
faithful performance
son haline getirme
finalization Noun
tarıma elverişli hale getirme
reclamation Noun
tekrar kullanılabilecek duruma getirme
refit
toprağı tarıma elverişli duruma getirme
land reclamation
tören haline getirme
ritualization Noun, Psychology
umum malı durumuna getirme
communization
vecd haline getirme
entrancement
yeni bir politika getirme
inauguration of a new policy
yenilik getirme
innovation Noun
yerine getirme
implementation Noun
yerine getirme
exercise
yerine getirme
fulfilment
yerine getirme
execution Noun
yerine getirme
observation Noun
yerine getirme
implementing
yerine getirme
consummation
yerine getirme
enforcement Noun
yerine getirme
fulfillment Noun
yükümlülüğünü yerine getirme
discharge of duty
zincirle harekete getirme
chain drive
araziyi kullanacak duruma getirme işleriyle uğraşan şirket
land developer
araziyi kullanılacak duruma getirme işleriyle uğraşan şirket
land developer
görevi tutuklama emrini yerine getirme olan memur
catchpol
istenilenilen sözcüğü akla getirme yeteneğinin yitimi
lethologica
kâr getirme olanakları
profit-earning possibilities Noun
önceki boyuta getirme düğmesi
restore button Information Technology
sözleşmenin hükümlerini yerine getirme ihbarı
notice to perform a contract
sözleşmenin hükümlerini yerine getirme ihtarı
notice to perform a contract
Turkish-English phrases from Zargan's own database