gorsel

English Turkish Phrases

göze hoş gelme; görsel cazibe
visual appeal
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

görsel
pertaining to sight
görsel
visual Information Technology
görsel
creative Noun, Advertising
görsel açıdan
visually Adverb
görsel araçlar
visual aid
görsel araçlar kullanarak
visually Adverb
görsel araçlar kullanılarak
visually Adverb
görsel bellek
photographic memory
görsel bellek
visual memory
görsel denetim
visual control
görsel drenaj sistemi
graphic drainage Noun, Construction
görsel efekt
visual effect Noun, Advertising
görsel efekt süpervizörü
visual effects supervisor Noun, Cinema
görsel eğitim
visual instructions
görsel eğitim
visual instruction
görsel etki
visual impact
görsel iletişim
visual communication
görsel iletişim araçları
visual means of communication Noun
görsel işitsel
audio visual
görsel izlenimler
visual impressions Noun
görsel korteks
visual cortex Noun, Psychology
görsel malzeme
visual material
görsel medya
visual media Noun, Advertising
görsel nesneler
visual objects Noun
görsel olarak
visually Adverb
görsel sanat
plastic art
görsel sanatlar
visual arts Noun, Advertising
görsel şiir
concrete poem Noun, Language-Literature
görsel şiir
shape poem Noun, Language-Literature
görsel şiir
pattern poem Noun, Language-Literature
görsel şiir
shape poetry Noun, Language-Literature
görsel şiir
concrete poetry Noun, Language-Literature
görsel şiir
pattern poetry Noun, Language-Literature
görsel sunuş
poster session
görsel tanıtım
visual presentation
görsel ve işitsel mesafe
visual aural range
görsel ve işitsel mesafe
visual and aural range
görsel yön
visual direction finding
reklam ajansında görsel fikirler yaratmaktan sorumlu çizimci
visualizer
sanatçının kendi görsel ifadesinde kullandığı malzeme
artists'medium
sesli ve görsel
audiovisual Adjective
Tasarım ve Görsel Arşiv Bürosu
Section of Design and Visual Archives Noun, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

görsel
Görmeyle ilgili, görmeye dayanan