goturmek

Turkish-English Phrases

(polis) hırsızı alıp götürmek
to walk a thief off Verb
ağıza götürmek
to take (it) to one's mouth Verb
alıp götürmek
to lead away Verb
alıp götürmek
to bring away Verb
alıp götürmek
to take away Verb
araştırmayı sonuna kadar götürmek
to prosecute an investigation Verb
aşağı götürmek
to move down Verb
bagajı istasyona götürmek
to run the baggage to the station Verb
bankaya götürmek
to bank Verb
beraber götürmek
to take along Verb
beraberinde götürmek
to bear Verb
bilya oyununda eli fazla ileri götürmek
to fudge Verb
bir anlaşmazlığı hakem heyetine götürmek
to refer to dispute to arbitration Verb
bir geminin güvertesinden aşağıdaki kamaraya götürmek
to take below Verb
bir gemiyi başka bir yere götürmek
to remove a ship Verb
bir hanımı masaya götürmek
to take a lady in Verb
bir ihtilafı mahkemeye götürmek
to submit the (a) case to the court Verb
bir işi sonuna kadar götürmek
to push a matter through Verb
bir işi sonuna kadar götürmek
to see something through to its conclusion Verb
bir köprüyü alıp götürmek
to sweep away a bridge Verb
bir mahpusu muhafaza altında götürmek
to escort a prisoner Verb
bir mahpusu muhafaza altında götürmek
to conduct a prisoner under escort Verb
bir mektubu postaneye götürmek
to take a letter to the post-office Verb
bir meseleyi daha yüksek bir makama götürmek
to take a matter up with a higher authority Verb
bir mücadeleyi sonuna kadar götürmek
to see a struggle through Verb
bir partiyi seçim kampanyasına götürmek
to lead a party into the election Verb
bir partiyi seçim kampanyasına götürmek
to lead a party into the election campaign Verb
bir şeyi aşırı götürmek
to carry something to excess Verb
bir şeyi fazla ileri götürmek
to push something too far Verb
bir şeyi sonuna kadar götürmek
to go for the limitation Verb
bir şeyi tıkırında götürmek
to make something tick Verb
bir teklifi kurula götürmek
to put a proposal to the board Verb
bir teklifi yönetim kuruluna götürmek
to put a proposal to the board Verb
bir uyuşmazlığı adalet divanına götürmek
to submit a dispute to the court of justice Verb
birine bir haber götürmek
to take a message to sb Verb
birine otomobille evine götürmek
to motor someone home Verb
birini acele hastaneye götürmek
to rush someone to the hospital Verb
birini akşam yemeğine götürmek
to take someone in to dinner Verb
birini akşam yemeğine götürmek
to take someone out to dinner Verb
birini alıp zorla götürmek
to come for someone Verb
birini araba ile bir yere götürmek
to give someone a lift Verb
birini araba ile gezintiye götürmek
to take someone for a drive Verb
birini bir adaya götürmek
to take someone over to an island Verb
birini bir yere götürmek
to take someone to something Verb
birini birşeye götürmek
to take someone to something Verb
birini birşeye götürmek
to lead someone to something Verb
birini birşeyin yanına götürmek
to lead someone to something Verb
birini çocukluk günlerine götürmek
to take someone back to his childhood days Verb
birini evine götürmek
to take someone home Verb
birini evine götürmek
to get someone home Verb
birini evine götürmek
to see someone home Verb
birini gezmeye götürmek
to take someone out Verb
birini gideceği yere götürmek
to drop off someone Verb
birini götürmek
to drop off someone Verb
birini hastaneye götürmek
to take someone to hospital Verb
birini hastaneye götürmek
to send someone to hospital Verb
birini istasyona götürmek
to drive someone to the station Verb
birini karakola götürmek
to take someone to the police station Verb
birini mahkemeye götürmek
to take someone to court Verb
birini nefis bir akşam yemeğine götürmek
to take someone to a swell dinner party Verb
birini on yıl götürmek
to last someone ten years Verb
birini otomobil ile evine götürmek
to motor someone home Verb
birini şehre bedava götürmek
to save someone a trip town Verb
birini şehre götürmek
to run sb'up to town Verb
birini yanlış ize götürmek
to put someone on a false scent Verb
birini zorla bir yere götürmek
to march someone into something Verb
birşeyi sonuna kadar götürmek
to see something out Verb
birşeyi sonuna kadar götürmek
to see something through Verb
çekip götürmek
to tow off Verb
çocuğu yatağına götürmek
to pack a child off to bed Verb
çöpleri alıp götürmek
to cart away the rubbish Verb
denize su götürmek
to force an open door Verb
ekonomiyi durgunluğa götürmek
to push the economy further towards a slump Verb
ekonomiyi tam istihdama doğru götürmek
to move the economy toward full employment Verb
el arabası ile götürmek
to wheel Verb
enflasyonu daha da kötüye götürmek
to make inflation worse Verb
enflasyonu daha kötüye götürmek
to make inflation worse Verb
fabrika makinelerini söküp götürmek
to dismantle Verb
ganimet alınan gemiyi limana götürmek
to bring the prize into port Verb
geri geri götürmek
to back up Verb
geri götürmek
to carry back Verb
getirip götürmek
to ferry Verb
götürmek
to accompany Verb
götürmek
to waft Verb
götürmek
to convey Verb
götürmek
to carry away Verb
götürmek
to see Verb
götürmek
to cancel out Verb
götürmek
to lead on Verb
götürmek
to lead up to Verb
götürmek
to take Verb
götürmek
to eliminate Verb
götürmek
to lead to a result Verb
götürmek
to lead Verb
götürmek
to shift Verb
götürmek
to put up with Verb
götürmek
(to win) to carry the day Verb
götürmek
to take off to jail Verb
götürmek
to guide Verb
götürmek
to carry (off) Verb
götürmek
to take with Verb
götürmek
to stand for Verb
götürmek
to cause the death of Verb
götürmek
to take (away) Verb
götürmek
to take out Verb
götürmek
to destroy Verb
götürmek
to carry Verb
götürmek
take
götürmek
transport
götürmek
bring away
götürmek
convey
götürmek
urge
haber getirip götürmek
to run messages Verb
haber götürmek
to go on a message Verb
hapise götürmek
to carry off to prison Verb
hapishaneye götürmek
to take off to prison Verb
içi götürmek
to have the heart Verb
içi götürmek
to find the heart to do Verb
ihtilafı mahkemeye götürmek
to take a case to court Verb
ileri götürmek
to prosecute Verb
iyi götürmek
to keep thriving Verb
kapıp götürmek
to carry off Verb
karayolu ile götürmek
to convey by land Verb
kârı alıp götürmek
to take profits Verb
kıtaların önüne düşüp götürmek
to marshal military forces Verb
kuşkuculuğu biraz fazla ileri götürmek
to carry scepticism to some length Verb
mahkemeye götürmek
to hail into court Verb, Law
mahkemeye götürmek
to hale into court Verb, Law
mahkûmları götürmek
to convoy prisoners Verb
mektup buu postaneye götürmek
to take a letter to the post-office Verb
mektupları postaya götürmek
to take letters to the post Verb
Mısır'a pirinç götürmek
to carry coals to newcastle Verb
müteveffayı mezara kadar götürmek
to follow someone to the graveside Verb
ödemeler dengesini kötüye götürmek
to worsen the balance of payment Verb
önüne düşüp götürmek
to marshal Verb
otomobili geri geri götürmek
to back a car Verb
otomobili yavaş yavaş eve kadar götürmek
to nurse a car home Verb
paketleri postaneye götürmek
to take c o ds to the post Verb
paketleri postaneye götürmek
to take parcels to the post Verb
postaya mektup götürmek
to take a letter to the post Verb
postaya mektup götürmek
(Br) to take a letter to post Verb
savaşı düşman topraklarına götürmek
to carry the war into the enemy's camp Verb
savaşı düşman topraklarına götürmek
to carry the war in the enemy's land Verb
sel götürmek
to rain cats and dogs Verb
sermayeyi kendi memleketine geri götürmek
to repatriate capital Verb
sinemaya götürmek
to take to the cinema Verb
süpürüp götürmek
to scour Verb
süpürüp götürmek
to sweep Verb
sürüklenip götürmek
to waft Verb
sürükleyip götürmek
to waft Verb
teklifi kurula götürmek
to put a proposal to the board Verb
temyize götürmek
to appeal Verb
tıkırında götürmek
to tick Verb
toplamak veya götürmek
to sweep Verb
uyuşmazlığı adalet divanına götürmek
to submit a dispute to the court of justice Verb
yabancı ülkelerdeki yatırımlardan elde edilen kazançları kendi memleketine geri götürmek
to repatriate earnings from foreign investments Verb
yaka paça götürmek
to remote someone by man's force Verb
yakınına götürmek
to move towards Verb
yanına götürmek
to move towards Verb
yanlış yere götürmek
to mislead Verb
yanlış yola götürmek
to mislead Verb
yolcuları uçağa götürmek
to shepherd passengers to an airliner Verb
yük vagonunu boşaltma yerine götürmek
to spot a freight car Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

götürmek
Taşımak, ulaştırmak, iletmek