guç

Turkish-English Phrases

(vazife) güç
heavy
anımsaması güç
elusive
anlaşılması güç
intricate
anlaşılması güç
complicate complicated
anlaşılması güç
hard to understand
anlaşılması güç
blind
anlaşılması güç
ambiguous Adjective
anlaşılması güç
abstruse
anlaşılması güç
to be heavy reading
askeri güç
sword
askeri güç
military potential
askeri güç
military power
azami güç
maximum power
azami güç
maximum strength
bağlayıcı güç
binding force
başarılması güç
difficult of accomplishment
bedeni güç
physical force
bölgesel güç
regional power Noun, Politics-Intl. Relations
büyük güç
great power
caydırıcı güç
deterrent force
Çekiç Güç
Poised Hammer
çekici güç
attractive power
cinsel güç
virility Noun
çok güç
the devil's own
çözülmesi güç
complicate complicated
devinimsel güç
kinetic energy
dinsel güç
church
diplomatik güç
position strength
direnen güç
resistance
egemen güç
sovereign power
ekonomik güç
economic power
ekonomik güç
economic strength
eldeki güç
available power
erişilmesi güç
difficult of attainment
erişilmesi güç
difficult to access
erişilmesi güç
difficult of access
ezici güç
steamroller
finansal güç
financial power
fiziksel güç
sinew
genişleyen güç
expansionary force
gerçek güç
true strength
gizli güç
potential enemy
güç
lift
güç
strength
güç
painful
güç
task
güç
ticklish
güç
potency
güç
solidity Noun
güç
arm
güç
capability Noun
güç
laborious Adjective
güç
rating
güç
hard
güç
authority Noun
güç
delivery job
güç
arduous Adjective
güç
verve
güç
might
güç
pith
güç
influence
güç
severe
güç
competence
güç
ability Noun
güç
proficiency
güç
zap
güç
effort
güç
strenuous Adjective
güç
heavy duty
güç
energy
güç
troublous
güç
troublesome
güç
oomph
güç
difficult
güç
impulse
güç
tough
güç
capacity Noun
güç
impetus
güç
parlous
güç
force
güç
puissance
güç
rocky
güç
spiny
güç
sweaty
güç
bent
güç
big stick
güç
dere
güç
grasp
güç
hardball
güç
hardihood
güç
mean
güç
vis
güç
power Noun, Physics
güç akımı
power current
güç anahtarı
power switch Information Technology
güç anlayan
slow
güç artışı
growth of power
güç beğenen
exacting
güç bela
scarcely Adverb
güç bela
hardly Adverb
güç bela
effortfully Adverb
güç bela
narrowly Adverb
güç bela
barely Adverb
güç çıkışı
power stroke
güç dengesi
balance of power Noun, Politics-Intl. Relations
güç devresi
power circuit
güç dil
difficult language
güç durum
hole
güç durum
trying situation
güç durum
box
güç durum
tickler
güç durum
sticky wicket
güç durum
fix
güç durum
spot
güç durum
awkward position
güç durum
knot
güç durumda
in stook
güç durumda
embattled
güç durumda
in a spot
güç elektroniği
power electronics
güç girişim
tall order
güç görev
difficult task
güç görev
onerous task
güç gösterisi
show of strength Noun
güç harcama
exertion Noun
güç ihtiyacı
power requirements
güç iletme
power transmission
güç ilişkileri
power relations Noun, Politics-Intl. Relations
güç iş
chore
güç iş
as hard nut to crack
güç ışığı
power light Information Technology
güç kablosu
power cord Noun, Information Technology
güç kablosu
power cable Noun
güç kaybetmek
to lose ground Verb
güç kaybı
dissipation Noun
güç kazanmak
to gather strength Verb
güç kazanmak
to pick up strength Verb
güç kazanmak
to gain strength Verb
güç kitap
hard book
güç kullanmak
to bring power into play Verb
güç kullanmak
to use force Verb
güç kullanmak
to get into one's hooks into Verb
güç merkezi
power station
güç merkezi
focus of power
güç müzakereler
complicated negotiations Noun
güç nakli
drive
güç reaktörü
power reactor
güç sarfiyatı
power consumption
güç sınav
stiff examination
güç sorun
hard problem
güç sorun
knotty problem
güç toplama
gathering of strength
güç transformatörü
power transformer
güç tüketici
drain on the strength
güç tüpü
power tube
güç vaka
heavy case
güç verme
empowerment Noun
güç vermek
to sustain Verb
güç vermek
to energize Verb
güç zamanlar
blue period
güç; yetki
power
hakiki güç
mechanical (useful) effect
hâkim güç
sovereign power
idaresi güç
awkward
idaresi güç
unmanageable
iktisadi güç
economic power
itici güç
impulsive force
itici güç
impulsion
kavraması güç
difficult to grasp
kavranması güç
difficult to grasp
kollektif güç
collective power
kurucu güç
striking power
kurulu güç
installed power capacity Noun, Electricity
maddi güç
physical force
maddi güç
physical strength
mali güç
financial strength Noun, Economics
manevi güç
moral force
mihaniki güç
mechanical effect
nükleer güç
nuclear power
nükleer güç
nuclear force
örtülü güç
potentiality Noun
özel güç
special power
politik güç
juice
rakip güç
competitive power
sabit güç
stable force
siyasal güç
big stick
tedavisi güç
unrecoverable
toplam güç
overall strength
toplam güç
total strength
toplu güç
collective power
unutulması güç
haunting
vurucu güç
striking force
yabancı güç
foreign government
yararlı güç
mechanical (useful) effect
yaratıcı güç
creative power
yenmesi güç
formidable
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. bk. –gıç
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

güç
Bir iş ... fizikî kuvvet
güç
bk. –gıç
güç
Yapılması, başa çıkılması zor olan, emek ... yorucu, zor, müşkül, çetin