hapis

Turkish-English Translation

  1. arrest
  2. Noun imprisonment
  3. restraint
  4. Noun detention
  5. Noun confinement
  6. gaol
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(askerlikte) oda hapsi
chamber arrest
askerlikte oda hapsi
arrest in quarters
ekmek ve su hapsi
detention on bread-and-water diet
ev hapsi
house arrest
göz hapsi
(law) surveillance
göz hapsi
confinement Noun
hapis cezasını para cezasına çevirmek
convert a prison sentence to a fine Verb, Law
hücre hapsi
solitary confinement
karakol hapsi
imprisonment in the first division
karakol hapsi
ordinary imprisonment
oda hapsi
(mil) chamber arrest
ağır hapis
displaced person
ağır hapis
heavy imprisonment
ağır hapis
close confinement
ağır hapis
heavy prison sentence Noun, Law
ağırlaştırılmış müebbet hapis
life sentence in solitary confinement and with no possiblity of parole Noun, Law
ağırlaştırılmış ömür boyu hapis
aggravated life imprisonment Noun, Criminal Law
borç içeren hapis
motion for arrest
borç yüzünden hapis
imprisonment for debt
haksız yere hapis
false- imprisonment
hayat boyu hapis
life sentence
kanunsuz hapis
illegal imprisonment
karargâhta hapis
confinement to barracks
karargâhta hapis
confinement to quarters
katıksız hapis
confinement on bread and water
katıksız hapis
solitary confinement with bread and water as food
kısa süreli hapis
short term imprisonment
kısa vadeli hapis
short term imprisonment
müebbet hapis
imprisonment for life
müebbet hapis
life sentence
müebbet hapis
life imprisonment Noun, Law
ömür boyu hapis
life imprisonment
ömür mrü boyu hapis
life imprisonment
tek başına hapis
separate confinement
üç ay hapis
three months'gaol
ya 5000 dolar para cezası ya da 3 ay hapis
a fine of $ 5000 or alternatively 3 months imprisonment
hapis cezalarının infazı
execution of prison sentences Noun, Law
hapis cezası
jail term Noun, Criminal Law
hapis cezası
penalty of imprisonment Noun, Criminal Law
hapis cezası
jail sentence
hapis cezası
prision sentence Noun, Criminal Law
hapis cezası
prison term Noun, Criminal Law
hapis cezası
imprisonment Noun, Criminal Law
hapis cezası
prison sentence Noun, Law
hapis cezası çekmek
to serve a term of imprisonment Verb
hapis cezası çekmek
to serve a sentence Verb
hapis cezası çekmek
to serve a sentence of imprisonment Verb
hapis cezası hükmü giymek
to draw jail terms Verb
hapis cezası ilanı
mittimus
hapis cezası süresi
prison term
hapis cezası vermek
to send up Verb
hapis cezasına çarptırılabilir olmak
to be liable to imprisonment Verb
hapis cezasına çarptırılmak
to draw jail terms Verb
hapis cezasını çekmek
to serve time Verb
hapis cezasını indirmek
to remit Verb
hapis cezasını para cezasına çevirmek
to convert imprisonment to a fine Verb
hapis cezasını para cezasına çevirmek
to convert imprisonment to fine Verb
hapis cezasını tamamlamak
to serve one's time of imprisonment Verb
hapis cezasıyla cezalandırmak
to inflict imprisonment Verb
hapis hakkı
right of retention
hapis hakkı
lien
hapis hakkı
salvage lien
hapis hükmü
sentence of imprisonment
hapis hükmü giymek
to undergo a prison sentence Verb
hapis kaçağı
rabbit foot
hapis müddeti
prison term
hapis süresi
stretch
hapis süresi
prison term
hapis süresi
period of of imprisonment
hapis süresi
period of imprisonment
hapis süresini doldurmak
to do one's time Verb
hapis yetkisi
carrier's lien
(yangın , hastalık , hapis , savaş) patlamak
to break out Verb
... ayrı müebbet hapis cezasına çarptırılmak
to be sentenced to ... consecutive life terms Verb, Law
7 ay hapis yemek
receive 7 months'imprisonment
ağır hapis cezası
imprisonment with hard labour
ağır hapis cezası
penal servitude
ağır hapis cezası
infamous punishment
ağır hapis cezası
heavy imprisonment Noun, Criminal Law
ağır hapis cezası
heavy prison sentence Noun, Law
ağır hapis cezası giymiş mahpusların çalışması
convict labour
alacağı hapis hakkı
general creditor
asgari hapis cezası
minimum term
azami hapis cezası
maximum term
bir hapis mahkûmiyetini tecil etmek
to suspend a prison sentence Verb
bir yıllık hapis cezası
one spot
birini hapis tutmak
to hold keep someone prisoner Verb
buzlar arasında hapis kalmış
detained by ice
evde hapis kalmak
to be confined to the house Verb
genel hapis hakkı
general lien
hafif hapis cezası
imprisonment in a minimum-security prison
haksız yere çekilen hapis cezası
bum rap
kısa vadeli hapis cezası
short term prison sentence
müebbet hapis cezası
life sentence
müebbet hapis cezası
life
ömür boyu ağır hapis cezası
penal servitude for life
ömür boyu hapis cezası
penal servitude for life
para cezasına çevrilemeyecek hapis cezası
imprisonment without the option of a fine
para ve hapis cezasını içeren mahkûmiyet
split sentence
uzun hapis cezası
long term of imprisonment
vekil hapis hakkı
attorney's general lien
vekilin hapis hakkı
attorney's general lien
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Dışarı çıkmasına ... yere kapatma
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.