heyday

English-Turkish Translation

  1. en parlak devir, zindelik çağı, en güzel/kuvvetli/enerjik çağ, yükselme/başarı çağı.
    The heyday =
    heydey of life: Hayatın en güzel çağı.
    The heyday = heydey of spring: İlkbaharın en güzel günleri.
  2. coşkunluk, taşkınlık, bolluk, gayret, şevk.
  3. hayda! yaşasın! (sevinç, coşkunluk bildirir). ya! öyle mi! (hayret, şaşkınlık bildirir).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be in the heyday of one's glory
şöhretinin doruğunda olmak Verb
have a heyday
doyasıya eğlenmek Verb
heyday of ...
...'in altın çağı Noun
be in the heyday of youth
gençliğin en güzel çağında olmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database