hiz

Turkish-English Phrases

(araçlarda) hız yaparken aracın yere temasını artıran levha
spoiler
(bazı spor dallarında) hız alma
run up
(bir yarışta) hız saptayıcı
pacemaker
(motosiklet , otomobil sürücüleri) hız meraklısı
ton up
(özellikle) hız kısıtlamasını kaldırmak
to derestrict Verb
...'e hız vermek
to ramp up ... Verb
açısal hız
angular speed Noun, Physics
açısal hız
angular velocity Noun, Physics
araba sollamak için hız yapma şeridi
acceleration lane
asgari hız
minimum speed
aşırı hız
excessive speed
aşırı hız yapma
speeding Transport
azami hız
top speed
azami hız
maximum speed Noun, Transport
bir deniz miline eş hız ölçümü
knot
bir teşebbüse hız kazandıran kuvvet
impetus
büyük hız
tremendous speed
büyük hız
lick
dikey hız
radial velocity Noun, Astronomy
ekonomik hız
cruise speed
ekonomik hız
economical speed
emniyet hız limiti
safe limit of speed
en yüksek hız
top speed
geminin dümen dinlemesi için gerekli asgari hız
steerageway
hız
expedition Noun
hız
clip
hız
celerity
hız
momentum
hız
velocity Noun
hız
rapidity Noun
hız
fastness
hız
impetus
hız
rate Information Technology
hız
haste
hız
speed Information Technology
hız
vitesse
hız alma
pick up
hız değiştirme düzeni
gear shift
hız denemesi
speed test
hız denetimi
pacing Information Technology
hız faktörü
speed factor
hız göstergesi
speed indicator
hız göstergesi
speedometer Transport
hız kaybedip bocalama
stall Aviation
hız kazandırmak
to spur Verb
hız kazanma
acceleration Noun
hız kazanma
run up
hız kazanma
gathering of speed
hız kesme
deceleration
hız kesme engeli
road bump
hız kesmek
to lose steam Verb
hız kesmek
to cut speed Verb
hız kesmek
to slow down Verb
hız kesmek
to reduce speed Verb
hız kesmek
to decelerate Verb
hız kesmek
to reduce the speed Verb
hız kısıtlamaları
speed restrictions Noun
hız kontrolu
speed control
hız kontrolü
speed control
hız kontrolü
speed check
hız limit işareti
speed limit sign
hız limiti
speed range
hız limiti işareti
speed limit sign
hız limitini aşma
speeding violation
hız limitini aşma
speedster violation
hız limitini aşmak
to speeding violation Verb
hız limitini aşmak
to exceed the speed limit Verb
hız limitini aşmaktan cezai takibat açmak
to prosecute for exceeding the speed limit Verb
hız ölçümü yazıcısı
tachograph
hız ölçüsü
tachometer
hız rekoru
speed record
hız sayıcısı
speedometer
hız şeridi
fast lane
hız sınırı
speed limit
hız sınırını aşmaktan kesilen ceza
speeding ticket
hız sınırlayıcı
speed limiter Noun, Transport
hız talimatı
speed regulations
hız tespit eden trafik radarı
radar speedmeter
hız testi
speed test
hız vermek
to increase speed Verb
hız vermek
to hasten Verb
hız vermek
to accelerate Verb
hız vermek
to put some snap in it Verb
hız yapan
speedster
hız yapılan yol
speed track
hız yapılan yol
speedway
hız yapma
speeding
kritik hız
stalling speed Aviation
kritik hız
(airplane) stalling speed
kritik sürat (uçağı havada tutmaya yeter asgari hız
critical speed
mecburi hız
designed speed
motorlu taşıt hız limiti
motor vehicle speed limit
net hız ya da belirli bir süre içindeki üretim miktarı
throughput
ortalama hız
average speed
son hız
terminal velocity
son hız
final velocity
sonraki hız
final velocity
tam hız
at full pelt
tam hız gitmek
to go ahead at full speed Verb
tam hız gitmek
to travel at full (top) speed Verb
yavaşlamayan hız
unrelenting speed
yerdeki hız
ground speed
yere göre hız
ground speed Noun, Aviation
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sonuna geldiği kelimelere “kalkan, kaldıran, sıçrayan, ... usûlüyle birleşik sıfatlar yapar
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

hız
Hareketteki çabukluk, sürat