holding

  1. Noun tutuş, tutma.
  2. Noun kiralanmış arazi.
  3. Noun anamal yatırım ortaklığı, holding.
  4. Noun
    holdings: edinç, mal, mülk ve tahvil gibi eldeki değerler.
  5. Noun (bazı sporlarda) engelleme.
  6. Noun hisse.
    I have a small holding in … : … de biraz hissem var.
  7. Noun tutan, elinde bulunduran.
Holding şirketlerinin faaliyetleri (NACE kodu: 64.2) Noun, Trades-Professions
Holding şirketlerinin faaliyetleri (NACE kodu: 64.20) Noun, Trades-Professions
kâr sağlamak amacıyla ekilen toprak
şirket içinde değişiklikler Noun
iki devlet dairesinde aynı zamanda görev yapma
ana iştirakler
sermayenin çoğunluğunu elinde bulundurma
azami zilyetlik
sermayenin azına sahip olma
çiftlik emlaki
emeklilik fonu varlığı
bir aracın yol tutma kabiliyeti
küçük çiftlik, ekilmek üzere kiraya verilmiş küçük (200 dönümden az) arazi. Noun
doktoralı Adjective, Education-Training
viya Maritime Traffic
(uçak) bekleme alanı
tespit taarruzu
sahte taarruz
sürgü
istiap haddi
holding
holding şirketi, hisse senetlerinin çoğunu satın alarak başka şirket(ler)i kontrolu altında tutan şirket.
depoda tutma ücreti
fiyatları düşük tutma
demirleme yeri (iyi demir tutan deniz dibi
tutuşma
toplantı yapma
gayri menkuller
mahkeme içtihatları Noun
devamlı
tutunma
mukavemet
süre bittiği halde kiralanan yerden çıkmama Noun, Law
hiçbir ilerlemenin yapılmadığı durum
hava alanına iniş izni bekleyen uçağın izlediği uçuş yolu.
(gelir vergisi) zilyetlik süresi
(genellikle istemeyerek) sorumluluğu taşıma
fiyatlara istikrar getiren tedbirler
(US) piyasayı tutma
(dükkân) servis saatleri Noun
banka holdingi (iki veya daha çok sayıda bankayı kontrol eden ve Federal Merkez Bankası'nda kaydı olan banka
banka holdingi

be left holding the bag): (a) başkasının yarım bıraktığı iş) üzerinde kalmak/üstüne yıkılmak,
sorumluluk üzerinde kalmak, (b) eli boş dönmek,
argo hava almak, açıkta kalmak.
sigorta holding şirketi kurmak Verb
bir sigorta holding şirketi kurmak Verb
devlet memuriyeti vesair kamu hizmeti hakkından mahrumiyet cezası
kamu görevini üstlenmeye ehil olmama
kamu görevini üstlenmeye ehliyeti olmama
hem iş hayatında bulunur hem de başka şirketlerin sermayelerinden yarıdan çoğunu elinde tutar
saf holding şirket
şemsiye holding şirketi
Gayrimenkullerinin en az yarısı ABD'de bulunan şirket Competition Law
  1. community company
  2. conglomerate
  3. holding
  4. overhead s company
  5. (col) holding company
bank holding company
Activities of holding companies (NACE code: K64.2) Noun, Trades-Professions
Activities of holding companies (NACE code: K64.2.0) Noun, Trades-Professions
group banking
captive bank Noun
conglomerate merger
conglomerate target
conglomerate stocks Noun
to delay intra-group payments Verb
combined financial statement Noun
consolidated sales Noun
holding company
proprietary company
holding company
component operating companies Noun
conglomerate bid
to build an insurance holding company Verb
pure holding company
holding company
umbrella holding company
to build an insurance holding company Verb
holding company

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Hisselerin bir bölümüne sâhip olarak başka ... tutan sermâye yatırım ortaklığı