hunter

  1. Noun avcı.
  2. Noun arayıcı, … avcısı, … peşinden koşan.
    a fortune/treasure hunter: servet/define avcısı.
  3. Noun (av için özel olarak eğitilmiş) at, av atı.
  4. Noun av köpeği.
  5. Noun avcı saati, kapaklı saat.
kurt gibi aç
imza toplayan
kelepirci
borsa spekülatörü
avcılık etmek Verb
ödül avcısı: hükümetten ödül almak için katilleri yakalayan veya zararlı hayvanları öldüren kimse.
Two
bounty hunters kidnapped him and took him back to U.S.
antika koleksiyoncusu
antika eşyalar arayan kimse
drahoma peşinde koşan
çeyiz meraklısı
karafatma
(Calosoma calidum) Noun
servet avcısı, evlenmek için zengin arayan kimse.
evlenmek için zengin birini arayan kimse
avcı
kafatası avcısı
insan (başı) avcısı
hayvan derisi avcısı
(US) hayvan derisi avcısı
ev arayan kimse
ev arayan
iş arayan
hile ile veya dolanla vasiyete el koyan
miras avcısı
şöhret avcısı: ünlü kişileri ziyafet vb. ile elde etmeye çalışan kimse.
aslan avcısı (başarı gösteren kişileri toplantılara çağırarak dikkati ona çeken kimse
aslan avcısı

kissing bug ile ayni anlama gelir. kan emen böcek
(Reduvius personatus): insanın yanak
ve dudağını ısırıp kanatan bir tür böcek.
(US) mevki kapma peşinde koşan kişi
mevki kapma peşinde olan
iş arayan
gösteri yapmak amacıyla avlanan avcı
yalnızca ödül kazanmak amacıyla yarışan yarışmacı
kotasyon spekülatörü
paçavracı
Avcı Proper Name, Cinema
hazine avcısı Noun
dalkavuk, kibar meclislerine sokulan kimse.
tuft hunting: dalkavukluk.
oy avcısı
âsileri sindiren. Noun
avcı yeşili Adjective
avcı mehtabı: hasat mevsimini izleyen mehtap.