iki

Turkish-English Translation

  1. two
  2. double double
  3. twin double
  4. dyad
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bilateral pnömoni
bilateral pneumonia Noun, Medicine
çift taraflı zatürre
bilateral pneumonia Noun, Medicine
ikide bir
frequently Adverb
ikiyüzlü
hypocrite Noun
ikiyüzlü
hypocritical Adjective
ikiyüzlülük
hypocrisy Noun
bir iki
one or two
her iki
either
on iki
twelve
iki adet iki kişilik yatağı olan oda
double double
iki adet iki kişilik yatağı olan oda
double-room
iki ağızlı
two edged
iki ailenin oturduğu ev
two family house
iki akran gibi yaşamak
to live together as equals Verb
iki amaca hizmet etmek
to serve two purposes Verb
iki amaçlı
double function
iki anlamlı
equivocal
iki anlamlı
backhanded
iki anlamlı
misconstruable
iki anlamlı sözle aldatma
equivocation
iki aralıklı
double spaced
iki ateş arasında kalma
between two fires
iki atlı araba
carriage and pair
iki aylık aralarla
bimonthly Adverb
iki ayrı hayat sürmek
to lead a double life Verb
iki beden büyük
two sizes too big for me
iki bölümlü
bipartite
iki bölümlü tarife
two-part tariff
iki cephede savaş
war on two fronts
iki cinsiyetli
bisexual
iki değerli
bivalent
iki değerlikli
bivalent
iki değişkenli
bivariate Adjective, Mathematics
iki dilde yayımlanmış
bilingual
iki dilli
bilingual Adjective, Linguistics
iki dillilik
bilingualism Noun, Linguistics
iki dirhem bir çekirdek
quite the thing
iki durumlu
bistable Information Technology
iki eli şakaklarında düşünmek
to hard thinking Verb
iki elim kanda olsa ...
... come hell or high water Adverb
iki eliyle
with both hands Adverb
iki elle
with both hands Adverb
iki elli
double handed
iki eşit kısma ayırmak
to halve Verb
iki eşit parçaya bölmek
to bisect Verb
iki film birden
double feature program (me)
iki fiyat koyma
dual pricing
iki görüş açısını bağdaştırmak
to reconcile two points of view Verb
iki gösterim
double act
iki gözlü
binocular Noun, Physiology
iki gün izin ayarlamak
to arrange to take two days off Verb
iki hafta
fortnight
iki haftada bir
bi weekly
iki haftalık süreye tabidir
subject to a term of two weeks
iki imzalı senet
double name paper
iki imzalı senet
double-name-paper
iki kademeli yönetim kurulu
two tier board
iki kademeli yönetim kurulu
two-tier board
iki kademeli yönetim sistemi
two tier- system
iki kanun arasındaki ayrılık
antimony
iki karılı evlilik
bigamous marriage
iki karşıt fikir
two antagonistic ideas
iki kat
doubly
iki kat
double
iki kat
two fold
iki kat
dual
iki kat
two-fold
iki katına çıkarma
duplication Noun
iki katlı
double-storied (- storeyed Br
iki katlı
two storey
iki katlı otobüs
two tier bus
iki katlı sistem
two-tier system
iki katlı yatak
double decker
iki kefilli senet
(US) two-name paper
iki kere iki dört eder
two times two makes four
iki kez kontrol etmek
to double-check Verb
iki kişi için rezervasyon
double
iki kişilik
two seater
iki kişilik
two-seater
iki kişilik
double
iki kişilik bisiklet
tandem bike Noun, Sports
iki kişilik masa
deuce
iki kişilik oda
(hotel) room for two people
iki kişilik sedir
love seat
iki kişilik spor araba
roadster
iki kişiyi evlendirmek
to join two persons in marriage Verb
iki kollu
two-way
iki kollu
two way
iki kopyalı makbuz
double (duplicate) receipt
iki kutuplu
bipolar Information Technology
iki kutuplu
dipole
iki kutuplu
bipolar Adjective, Politics-Intl. Relations
iki meclisçilik
bicameralism
iki memleketi birbirine bağlamak
to bind two countries together Verb
iki mesleği olan işçi
two-job worker
iki miktarın ortalamasını almak
to split the difference Verb
iki misli
double the amount
iki misli
double
iki misli
two fold
iki misli
two-fold
iki misli
doubly
iki misli fiyat ödemek
to pay double the price Verb
iki misli ücret almak iki misli yapmak
to earn double hime to double Verb
iki misline çıkarma
reduplication
iki misline çıkarma
doubling
iki misline çıkarmak
to redouble Verb
iki mislini içermek
to double Verb
iki motorlu
two engined
iki motorlu
two-engined
iki motorlu
bimotored
iki nitelikli
double
iki numara
two Noun, Sports
iki nüsha imzalı
signed in duplicate
iki okumak
to read well Verb
iki parça eyşa
(US) two for one
iki parçalı
double
iki parçalılık
duality Noun
iki parsel arsayı birleştirmek
to assemble two parcels of land Verb
iki peronlu
double track
iki program (film) birden
two feature program (me)
iki rakamlı
binary
iki rakibi kapıştırmak
to pit one's strength against a rival Verb
iki renkli
dichromatic
iki şahıs veya iki şey arasındaki ilişkiler
terms Noun
iki şahsı uzlaştırmak
to atone two persons Verb
iki satır yazıp atmak
to drop someone a line Verb
iki satırlı başlık
two-line head
iki sayfalı
double page
iki sayfayı kaplayan reklam
double page spread
iki seans
double act
iki sefer
twice
iki şeyi dengelemek
to strike a balance between something Verb
iki şıklı durum
dilemma
iki sonucu olan
two edged
iki suretli
in duplicate
iki tane
pair
iki tanığı yüzleştirmek
to confront two witnesses Verb
iki tarafı da destekleyen
bipartisan support
iki tarafı da tutan
bipartisan
iki taraflı
two way
iki taraflı
reciprocal
iki taraflı
two sided
iki taraflı
two-sided
iki taraflı
two-way
iki taraflı
mutual
iki taraflı
bilateral
iki taraflı anlaşma
bilateral agreement
iki taraflı hukuk davası
adversary suit Noun
iki taraflı ihracat fazlası
unrequired exports
iki taraflı keskin
double edged
iki taraflı sözleşme
bilateral contract
iki taraflı sözleşme
bipartite contract
iki taraflı ticaret
bilateral trade
iki tekerlekli atlı araba
hansom
iki temsil
double act
iki terimli
binomial
iki uyrukluluk
dual nationality
iki vagonu birbirine bağlamak
to couple two railway coaches Verb
iki veya dört kapılı
sedan
iki yanlı
bilateral
iki yanlılık
duality Noun
iki yarıyarıya ayrılmış
divided into two halves
iki yaşayışlı
amphibious Adjective
iki yıllık
biennial
iki yollu
two way
iki yollu
two-way
iki yönlü
bidirectional Information Technology
iki yönlü akım
bidirectional flow
iki yönlü hatlar
bidirectional lines Noun
iki yoruma açık olmak
to be patient of two interpretations Verb
iki yüzlü
two-faced
iki yüzlü
ambidextrous Adjective
iki yüzlü
disingenuous Adjective
iki yüzlü
double faced
(baskı) iki aralıklı
half- measure
(otel) iki kişilik oda
room for two people
acıdan iki büklüm olmak
to shrivel up Verb
acıdan iki büklüm olmak
to double up with pain Verb
bir dediği iki olmamak
to have all one's wishes fulfilled Verb
bir sözünü iki etmemek
to do everything another person asks for Verb
boynun iki tarafındaki iki atardamar
carotid
çift kişilik iki yataklı
twin double
gelirini iki misline çıkarmak
to double one's income Verb
gizli iki anlamlılık
latent ambiguity Noun
her iki çocuktan biri
every second child
her iki gözle ilgili
binocular
istasyona iki adım
within a step or two to the station
meblağın iki misli
twice the sum
on iki saatlik vardiya
twelve-hour shift
on iki sayısı
twelve
onu iki kez denedi
he made two attempts at it
sondan iki önceki
antepenultimate Adjective
tam iki saat almak
to take fully two hours Verb
üçte iki çoğunluk
two-third majority
yılda iki kez
biannual
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Birden sonra, ... sayının adı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.