impediment

  1. Noun engel, mania.
    The new taxes were a major impediment to economic growth.
  2. Noun bedenî kusur/noksanlık.
    impediment in the speech: pelteklik, kekemelik.
  3. Noun, Law (a)
    absolute impediment: salt engel, yasal yetersizlik: çocukluk, delilik gibi yasal sözleşme
    yapmaya engel hal, (b)
    prohibitive impediment: yasaklayıcı engel: evliliğin yasallığını bozmadan cezalandırılmasını gerektiren hal, (c)
    relative impediment: evlilik akdine engel olan durum (yakın akrabalık vb.).
konuşma özürlü olmak Verb
bir şahsın evlenmesine yasal olarak engel olan koşul.
engel nedeni
engel nedeni
evlenme mânileri Noun
evlenmede mutlak butlan sebepleri Noun
evlenme engeli
ihlali evliliğin geçersizliğine neden olmayan engel
evlenmeyi batıl yapmayıp sedece tarafları cezalandıran engel
nisbi evlenme engelleri Noun
çalışma hürriyetinıkısıtlamak Verb
konuşma bozukluğu
yol üzerindeki engel
çalışma serbestliğini engellemek Verb
çalışma serbestliğini engelleme
evlenmeye engel
evliliğe mani
dinin görevlerini serbestçe yerine getirmeyi önlemek Verb
trafik engeli
dış ticaret için engel teşkil etmek Verb
dış ticaret için engel teşkil etmek Verb
birinin terfi etmesine mâni olmak Verb
evliliğe engel teşkil etmek Verb