Adjective inclined to: istekli, arzulu, mütemayil, hazır, âmade. be inclined (to do sth): (bir şey
yapmayı) canı istemek, temayül göstermek, huyu olmak. He's inclined that way: Onun huyu böyledir. feel inclined (to do sth): canı istemek. not to feel inclined: canı istememek, yanaşmamak. He was inclined to stay: Onun canı (evde) kalmak istiyordu. I'm inclined to get tired easily: Çabuk yoruluyorum. I'm inclined to work hard: Sıkı çalışmaya hazırım. I'm inclined to agree with you: Seninle aynı fikirdeyim.