inclined

  1. Adjective meyilli
  2. Adjective mütemayil
  3. Adjective
    inclined to: istekli, arzulu, mütemayil, hazır, âmade.
    be inclined (to do sth): (bir şey
    yapmayı) canı istemek, temayül göstermek, huyu olmak.
    He's inclined that way: Onun huyu böyledir.
    feel inclined (to do sth): canı istemek.
    not to feel inclined: canı istememek, yanaşmamak.
    He was inclined to stay: Onun canı (evde) kalmak istiyordu.
    I'm inclined to get tired easily: Çabuk yoruluyorum.
    I'm inclined to work hard: Sıkı çalışmaya hazırım.
    I'm inclined to agree with you: Seninle aynı fikirdeyim.
  4. Adjective eğik, eğilmiş, meyilli, mail, yatık, yatkın.
  5. Adjective yetenekli, müstait, müsait.
ihracata yönelik
içinden öyle gelmek yorsa
istediğiniz şekilde ödeme
(a) eğik düzlem, (b) incline 9 (a).
meyyal
satın almaya niyetli
hayalperest
eğimli
meyletmek Verb
(fiyatlar) düşmeye yüz tutmak Verb
(piyasa) durgunlaşmaya yüz tutmak Verb
birine karşı yakınlık duymak Verb