inflict

  1. Transitive Verb (dayak/tokat vb.) atmak, aşketmek, vurmak, yapıştırmak.
    to inflict a blow. to inflict a dozen lashes.
    He inflicted a blow on his opponent's jaw.
  2. Transitive Verb uğratmak, çarptırmak, maruz bırakmak, duçar etmek, (ceza vb.) vermek, mahkûm etmek, yapmak, ika etmek.

    to inflict punishment/a penalty/fine etc on/upon someone: birini cezaya vb. çarptırmak.
    to inflict a wound on someone: birini yaralamak.
    to inflict pain: canını acıtmak, acı/ıstırap vermek.
    The judge inflicted the death penalty upon the murderer. The hurricane inflicted severe damages on the island.
birine sinek gibi yapışmak Verb
bozguna uğratmak Verb
birine disiplin cezası vermek Verb
birine para cezası vermek Verb
ceza hükmetmek Verb
ceza vermek Verb
ciddi hasara uğramak Verb
yaralamak Verb
zarar ika etmek Verb
hasara neden olmak Verb
birine disiplin cezası vermek Verb
hapis cezasıyla cezalandırmak Verb
telefat verdirmek Verb
(istenmeyen bir şeyi) kabule mecbur etmek, rahatsızlık/eziyet/sıkıntı vermek, rahatsız/taciz etmek, üzerine
külfet/angarya yüklemek, başına sarmak.
Mary inflicted the children on her mother for the weekend. Mrs. Jones inflicted herself upon her relatives for a long visit. I'm sorry to inflict myself upon you. Don't inflict your problems on me!
cefa etmek Verb
ceza vermek Verb
cezaya uğratmak Verb
birine ceza vermek Verb
suçlulara ağır cezalar vermek Verb
suçlulara ağır ceza vermek Verb
birine bir ceza vermek Verb
sırtına bir yük yüklemek Verb
bir caniye ölüm cezası vermek Verb