inhibit

  1. Verb önlemek, baskılamak, durdurmak, engel/mani olmak, (hislerini vb.) tutmak, ketlemek, kendini çekmek/alıkoymak,
    bırakmamak.
    The medicine inhibited the spread of the disease.
  2. Verb yasaklamak, menetmek, yasak etmek.
  3. Verb ürkütmek, çekimser kılmak, çekingen/ürkek hale getirmek.
    He was greatly inhibited by his lack of education.
engelleyici mekanizma Noun
rekabeti engellemek Verb
önleyici işaret
önleme işareti
birine bir şey yapmasını yasaklamak Verb
birinin bir şey yapmasını önlemek Verb