Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
juncture
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
(önemli/mühim/nazik/kritik) an veya durum.
at this juncture
: bu nazik/önemli durumda/anda/noktada.
At this juncture in our nation's affairs, we need firm leadership
: Millî meselelerin bu önemli noktasında kuvvetli bir öndere ihtiyacımız var.
Noun
buhran/kriz ânı, olağanüstü durum.
Noun
ek, bağlantı, irtibat, bitişme/birleşme noktası.
Noun
bağla(n)ma, ekle(n)me, birleş(tir)me, bitiş(tir)me.
Noun
oynak yeri, mafsal, eklem, dikiş yeri.
Noun, Grammar
kavşak, bir sözcükteki anlambirim sınırı, bir sesbirimden ötekine geçiş noktası. Örneğin
nitrate
sözcüğünde kavşak
t
ile
r
arasındadır.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
at this juncture
bu kritik sırada
at this juncture
bu anda
at this juncture
bu noktada
Adverb
rally juncture
borsada kriz durumu
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.