kaza

Turkish-English Translation

  1. county
  2. district
  3. accident
  4. parish
  5. borough
  6. crash
  7. misfortune
  8. mishap
  9. adversity
  10. crack-up
  11. mischance
  12. body of a county
  13. misadventure
  14. casus
  15. subdivision of a province
  16. administration of justice
  17. caza
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

iş kazası
occupational accident Noun, Law
motorlu araç kazası
traffic accident Noun, Transport
motorlu araç kazası
road accident Noun, Transport
motorlu araç kazası
road traffic accident Noun, Transport
motorlu araç kazası
motor vehicle accident (MVA) Noun, Transport
motorlu taşıt kazası
traffic accident Noun, Transport
motorlu taşıt kazası
road accident Noun, Transport
motorlu taşıt kazası
road traffic accident Noun, Transport
motorlu taşıt kazası
motor vehicle accident (MVA) Noun, Transport
trafik kazası
traffic accident Noun, Transport
trafik kazası
road accident Noun, Transport
trafik kazası
road traffic accident Noun, Transport
trafik kazası
motor vehicle accident (MVA) Noun, Transport
acı bir kaza
an unfortunate accident
adli kaza
jurisdiction of general courts
askeri kaza
military jurisdiction
büyük kaza
disaster
görülmedik kaza
pure accident
görünmez kaza
totally unexpected accident
iş başında uğranılan kaza
on the job-accident
iş başında uğranılan kaza
on the job- accident
kaçınılmaz kaza
inevitable accident
korkunç kaza
wretched accident
kötü kaza
bad accident
mali kaza
fiscal jurisdiction
müessif kaza
deplorable accident
müessif kaza
disagreeable accident
müessif kaza
nasty accident
ölümle sonuçlanan kaza
fatal crash
ölümle sonuçlanan kaza
fatal accident
önlenmesi olanaksız kaza
casus fortuitous
önlenmesi olanaksız kaza
cas fortuit
ufak kaza
minor accident
yorgunluktan doğan kaza
fatigue accident
zincirleme kaza
pileup
zincirleme kaza
multiple-vehicle collision Noun, Transport
kaza araştırması
accident investigation
kaza bölgesi
judicial circuit
kaza bölgesi
judicial district
kaza bölgesi savcısı
(US) district attorney
kaza dairesi
magisterial district
kaza dairesi
area of jurisdiction
kaza dairesi
jurisdiction Noun, Law
kaza dairesi
judicial township
kaza dairesi
judicial district
kaza dairesi
magisterial precinct
kaza dairesi
judicial area
kaza dairesi hâkimi
district judge
kaza dairesi savcısı
circuit attorney
kaza dairesi savcısı
(US) circuit attorney
kaza dairesinin sınırlarının daraltılması
limitation of jurisdiction
kaza fonksiyonu
judicial function
kaza geçirmek
to crack up Verb
kaza geçirmek
to sell out to the yankees Verb
kaza geçirmek
to crash Verb, Aviation
kaza geçirmek
to have an accident Verb
kaza geçirmek
to meet with an accident Verb
kaza haberi
notice of accident
kaza hakkı
right of jurisdiction
kaza hakkı
jurisdiction Noun, Law
kaza hakkını kullanma
exercise of jurisdiction
kaza halinde karşılıklı sigorta
benefit society
kaza hasarı
shock loss Insurance
kaza ile
per misadventure
kaza ile
through inadvertence
kaza ile
by inadvertence
kaza ile adam öldürme
accidental killing
kaza ile adam öldürme
homicide by misadventure
kaza ile ölüm
death by accident
kaza ile ölüm
accidental death
kaza ile ölüm
death by misadventure
kaza istatistiği
recording of accidents
kaza istatistiği
record of road accidents
kaza karşılığı
reserve for accidents
kaza kurbanı
injured
kaza kurbanları
fatalities Noun
kaza kuvveti
judicial authority
kaza kuvveti
judicial power
kaza kuvveti
judicature
kaza mahalli
accident site Noun
kaza masrafları
accident costs Noun
kaza merkezi
county town
kaza merkezi
county seat
kaza merkezi
municipal town
kaza merkezi
township center Noun, Public Administration
kaza nedeni
cause of accident
kaza nedenleri
accident causes Noun
kaza nedenlerinin araştırılması
accident analysis
kaza oranı
accident rate
kaza raporu
report of an accident
kaza raporu
report of the accident
kaza rizikosu
accident hazard Noun
kaza sebepleri
accident sources Noun
kaza sigorta mukavelesi
accident insurance contract
kaza sigortası
accident insurance Noun
kaza sigortası
casualty insurance Noun
kaza sigortası poliçesi
accident policy
kaza sigortası primi
casualty premium
kaza sigortasının
contingency insurance
kaza sıklığı
frequency of accidents
kaza sonucu ölmek
to meet one's death Verb
kaza sonucu ölüm
death by accident
kaza sonucu zarar ziyan
damage resulting from an accident
kaza sorumluluğu
responsibility for an accident
kaza tahkikatı
investigation of accidents
kaza tarihi
date of injury
kaza tazminat sigortası
accident benefit insurance Noun
kaza tazminatı
accident indemnity
kaza tazminatı
compensation benefit
kaza tazminatı
accident benefit
kaza vukuunda
in case of accident
kaza yapıp kaçan şoför
hit and run driver
kaza yapıp kaçma suçu
hit and run offense
kaza yardımı
injury benefit
kaza yer almadığı takdirde
barring accidents
kaza yeri
accident site Noun
kaza yetkisi
common law jurisdiction
kaza yetkisi
jurisdiction Noun, Law
kaza yetkisi
forum
kaza yetkisi
local competence
kaza yetkisi
judicature
kaza yetkisi
claim of cognizance or conusance
kaza yetkisi
venue jurisdiction
kaza yetkisi
cognizance
kaza yetkisi çatışması
conflict of jurisdiction
kaza yetkisi ile ilgili
jurisdictional
kaza yetkisi konusunda anlaşmazlık
(US) jurisdictional dispute
kaza yetkisi sınırı
limited court
kaza yetkisi verilmiş olmak
to be invested with judicial powers Verb
kaza yetkisine itiraz
objection to the jurisdiction
kaza yetkisini haiz
having jurisdiction
kaza yetkisini kabul etmeme
ouster of jurisdiction
kaza yüzünden gecikmiş
detained by accident
kaza zamanı
time of accident
(Iskoçya) kaza dairesi
justice ayres
bidayet kaza yetkisi olmak
to have original jurisdiction Verb
bidayet mahkemesi kaza hakkı
original jurisdiction
çekişmeli kaza yetkisi
contentious jurisdiction
deniz kaza sına uğramak
to suffer shipwreck Verb
deniz kaza sına uğramış
shipwrecked
denizcilik kaza yetkisi
maritime jurisdiction
eşgüdümlü kaza yetkisi
coordinate jurisdiction
evlilik davalarında kaza yetkisi
matrimonial jurisdiction
ferdi kaza sigortası
personal accident insurance Noun
genel kaza yetkisi
general jurisdiction
hakemin kaza yetkisi
arbitrator jurisdiction
hakemin kaza yetkisi
arbitrager arbitragist jurisdiction
idari kaza dairesi
administrative jurisdiction
idari kaza yetkisi
administrative jurisdiction
iflas kaza dairesi
bankruptcy jurisdiction
işçi kaza sigortası
compensation insurance Noun
işçi kaza sigortası
(US) compensation insurance Noun
işveren kaza mesuliyeti
employers'liability
işyeri kaza tazminatı
workman's compensation
işyeri kaza tazminatı
(US) workman's compensation
karayolları kaza sayısı
highway toll
karayoluları kaza sayısı
highway toll
kişi kaza sigortası
personal accident insurance Noun
milli kaza yetkisi
interior jurisdiction
müflisin kaza dairesi
bankruptcy district
mühnasır kaza yetkisi
exclusive jurisdiction
münhasır kaza yetkisi
exclusive jurisdiction
munzam kaza yetkisi
cumulative jurisdiction
mütedahil kaza hakkı
concurrent jurisdiction
mütedahil kaza hakkı (bkz .
concurrent jurisdiction concurrence of jurisdiction
özel kaza yetkisi
special jurisdiction
şahsi kaza poliçesi
personal accident insurance
sanayi kaza tazminat planı
industrial injuries scheme
sık sık kaza geçiren
prone to accidents
tam kaza yetkisi
full jurisdiction
tek hâkimli kaza yetkisi
summary jurisdiction
üçüncü şahıs kaza sigortası
third-party accident insurance Noun
üçüncü şahıs kaza sigortası
(Br) third-party accident insurance Noun
yabancı ülkedeki kaza yetkisi
foreign jurisdiction
yerel kaza dairesi
local jurisdiction
yerel kaza yetkisi
territorial jurisdiction
yetkili kaza dairesi
delegated jurisdiction
yetkili mahkeme kaza yetkisi
venue jurisdiction
yolcu kaza sigortası
passenger accident insurance Noun
yolculuk kaza sigortası
travel accident insurance Noun
yolculuk kaza sigortası
travel (l) ers'accident insurance Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kimsenin kastı olmadan ortaya çıkan, zarara ... kaybına sebep olabilen hâdise
  2. Dâvâları görme ve hükme bağlama işi, ... ve hâkimin görevi, yargı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.