birinin sabrını tüketmek
Verb
harcamalarını makul sınırlar içinde tutmak
Verb
harcamaları makul sınırlar içinde tutmak
Verb
kişinin kendi yetki sınırları içinde hareket etmesi
birinin yetkisini belli sınırlarla tahdit etmek
Verb
sınırları genişletmek
Verb
balık avlama sınırları
Noun
birinin yetkilerini büyük çapta kısıtlamak
Verb
birinin sabrını taşırmak
Verb
limit tablosu (sigortacının muhtelif iş nevileri üzerinden sigortalayacağı azami meblağları gösteren tablo
karasuları sınırları
Noun
kara suları sınırları
Noun
belli sınırlar dahilinde
Adverb
bir dereceye kadar, makul sınırlar içinde.
It is true within the limits: Bir dereceye kadar doğrudur.
I'm willing to help you within limits: Makul sınırlar içinde sana yardım etmek isterim.
harcamaları sınırlandırmak
Verb
bir şeyin haddini aşmak
Verb
yetkileri dahilinde, yetkisinin belirlediği sınırlar içinde
hukuk dairesinde
Adverb, Law
işbu antlaşmanın verdiği yetkiler dahilinde