lion

English-Turkish Translation

  1. Noun, Zoology aslan
  2. Noun, Zoology aslan
    (Panthera leo).
  3. Noun Kedigillerden pars, panter, kugar vb. gibi iri vahşi hayvan.
  4. Noun cesur, yiğit, aslan gibi adam.
  5. Noun gözde/ünlü kişi, herkesçe aranan/sevilen tanınmış/şöhretli kişi.
    a literary lion.
  6. Noun, Astronomy Aslan burcu.
  7. Noun, Military üyesi.
  8. Noun üzerinde aslan resmi olan madenî para.
  9. Noun (a) İngilterenin simgesi olarak aslan, (b) İngiliz milleti.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

put (one's) head in the lion's mouth
kelleyi koltuğa almak, çok tehlikeli bir işe atılmak.
put one's head in the lion's month
tehlikeye atılmak Verb
put one's head in the lion's month
kelleyi koltuğa almak Verb
aphid lion
(dantel kanatlı böceklerde) kurtçuk Noun
California sea lion
sea lion.
Leo the Lion
Aslan burcu Noun, Entertainment
literary lion
edebiyatın büyük adlarından olan kimse
mountain lion
cougar, puma.
rouse the sleeping lion
uyuyan aslanı uyandırmak Verb
sea lion
deniz aslanı Zoology
social lion
kodaman
social lion
iş hayatının ileri gelenlerinden
lion - hunter
şöhret avcısı: ünlü kişileri ziyafet vb. ile elde etmeye çalışan kimse.
lion hearted
aslan yürekli
lion hearted
cesur
lion hearted
kahraman
lion hunter
aslan avcısı (başarı gösteren kişileri toplantılara çağırarak dikkati ona çeken kimse
lion hunter
aslan avcısı
lion hunting
aslan avı
lion in the way
hayati tehlike
lion of a place
bir bölgenin görülmeye değer yerleri Noun
lion of the day
günün kahramanı
lion share
aslan payı
lion's mouth
çok tehlikeli yer. Noun
lion's share
aslan payı, bir şeyin en büyük ve en iyi parçası.
He received lion's share of the research money.
She grabbed the lion's share of the dessert.
Noun
lion's skin
sahte kahramanlık
a lion at home
evde aslan, dışarıda fare
a lion at home , a mouse abroad
dışarda fare
a lion at home , a mouse abroad
evde aslan
beard the lion in his den
gidip kafa tutmak, birinin üstüne yürüyüp meydan okumak, birisiyle açıkça yüzleşmek.
Beard the lion in his den
kuvvetli/nüfuzlu birine açıkça meydan okumak/karşı koymak.
make a lion of sb
başarı göstermiş birini toplantılara çağırarak dikkatleri ona çevirmek Verb
the lion's den
aslan ini
the lion's share
aslan payı
the lion's skin
sahte kahramanlık.
twist the lion's tail
aslanı ininden çıkarmak, uyuyan aslanı uyandırmak, hükümeti (özellikle İngiliz hükümetini/milletini)
kızdıracak harekette bulunmak.
twist the lion's tail
(İngilizi sinirlendirmek için) damarına basmak.
twisting the lion's tail
aslanın kuyruğuyla oynama (İngiliz hükümetine karşı yapılan eleştiri
The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe
Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap Noun, Cinema
The Lion King
Aslan Kral Noun, Cinema
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. Noun, Place Names Lyon
Turkish-English translations from Zargan's own database