logic

  1. Noun mantık, usbilim, eseme.
  2. Noun (a) usavurma (yöntemi), muhakeme tarzı/ usulü.
    The lawyear won his case because his logic was sound.
    (b) yargılama gücü, muhakeme kuvveti.
  3. Noun mantıklı düşünüş/düşünce.
    There is much logic in what you say.
  4. Noun (bir işte/sanatta/düşünüşte/sistemde) tutarlılık, uygunluk, insicam, tevafuk.
    the logic of events: olayların gerektirdiği.
  5. Noun, Information Technology mantık: bilgisayara hesaplama yöntemini gösteren temel ilkeler ve devre bağlantıları.
    logic design: mantıksal tasarım.
  6. Noun zorlayıcı neden, mücbir sebep: aklıselime aykırı veya aklıselim dışında bir kararı zorunlu kılan etkenler.

    the logic of war.
Aristo mantığı, özellikle Orta Çağlarda öğretilen değişik şekli, iki değerli mantık.
safsata/mugalâta yapmak, yanlış temeller üzerinde muhakeme yürütmek.
akışkan mantığı
biçimsel mantık, genel/surî mantık: düşünmenin içerik bakımdan doğruluğunu değil, biçimsel doğruluğunu inceleyen mantık dalı. Noun
bulanık mantık Noun
ile son bulan adlardan sıfat yapar.
ör.: biology - biologic(al). Prefix
makine mantığı
uzbilimsel usbilim.
simgesel usbilim/ mantık, matematiksel mantık, kavramları sözcüklerle değil, simgelerle göstererek işlem yapan usbilim/ mantık.
sembolik mantık Noun, Logic
simgesel usbilim/ mantık, matematiksel mantık, kavramları sözcüklerle değil, simgelerle göstererek işlem yapan usbilim/ mantık.
geleneksel mantık, Aristo mantığı. Noun
mantıksal çevrim kartı Information Technology
mantık tasarımı
mantık öğesi
mantık eşitlik üreteci
mantık akış şeması
mantık kapısı
mantık geçidi
proje işleyiş şeması Noun, Management
aritmetik ve mantık birimi
aritmetik ve mantık
Bu mantığa göre, ...