loser

  1. Noun kaybeden, ziyan eden, yenilen, yenik, mağlûp (kimse/takım/millet).
    to come off the loser: sonunda
    zararlı çıkmak.
    I am the loser by it: Bu işte ben zararlı çıktım/ben kaybettim.
  2. Noun sürekli başarısızlığa uğrayan, başarısız, beceriksiz (kimse), düşük nitelikli (şey).
    He is a born
    loser (He's always defeated): Beceriksizin biridir/Doğuştan beceriksizdir.
yenilince kızmayan kimse.
A good loser is somebody who doesn't become annoyed or angry when defeated.
yenilince sinirlenmek, yenilgiyi hazmedememek.
ziyanlı çıkmak Verb
zarar görmek Verb
yenilgiye uğramak Verb
zararlı çıkmak Verb
para kaybeden kişi
oy kaybeden
büyük meblağ kaybetmek Verb