lunch

  1. öğle yemeği.
  2. hafif yemek.
    picnic lunch: piknik yemeği.
  3. öğle yemeğinde yenilen yemek/gıda.
  4. yemek odası.
  5. (öğle yemeği) yemek.
  6. (öğle yemeği) hazırlamak/vermek/yedirmek.
birini öğle yemeğine davet etmek Verb
azık, komanya, küçük karton kutuya konulmuş yiyecek. Noun
iş yemeği
(US) bedelini şirketin ödediği öğleyin yenen iş yemeği
(US) milkbar
beleş yemek: eskiden müşteri çekmek için bazı bar ve eğlence yerlerinin verdiği ücretsiz yemek. Noun
öğle yemeği daveti
öğle yemeği için bir şey ısmarlamak Verb
hazır öğle yemeği paketi
ayakta atıştırılan yemek
tabldot öğle yemeği
öğle yemeği zammı
öğle yemeği tahsisatı
öğle tatili
büfe.
öğle tatili.
yemek çantası Noun
öğle yemeği zamanı
iş (öğle) yemeği
kendine yemek ısmarlanmak Verb
öğle yemeğini tren de yemek Verb
öğle yemeğini trende yemek Verb
öğle yemeğini masrafa yazmak Verb
bir öğle yemeğini şirket masrafına yazabilmek Verb
self servis restoran
acele servis yapan restoran