make way

  1. (a) yol açmak, (kenara çekilerek) yol vermek.
    The people made way for the President. (b) (yol
    açarak) ilerlemek.
    make way through the forest.
  2. yol vermek, yol açmak, geçmesini sağlamak.
    make a penny go a long way: parasını idareli kullanmak, tutumlu davranmak.
itfaiye arabasına yol vermek Verb
bir vakanın gerçeklerini öğrenmek için soruşturma yapmak Verb
(a) ilerlemek, ileri gitmek, (b) başarmak, başarı sağlamak, muvaffak olmak.
dönmek, geri gelmek.
hayatta başarı kazanmak Verb
dünyada başarı kazanmak Verb
zorla içine girmek Verb
elinden geldiğince çabuk gitmek Verb
mümkün olduğu kadar çabuk eve dönmek Verb