married

  1. evli, evlenmiş.
    I am married: Ben evliyim.
    He is a married man.
    married couple:
    evli çift, karı-koca.
    the newly married couple: yeni evliler.
  2. evlilik+, evlenme. married life: evlilik hayatı.
    married name: (kadın için) evlilik soyadı.
    married
    quarters
    ask. evliler mahallesi.
  3. birleşmiş, çok yakın ilgili, adamış.
    He's married to his work: Kendini işine adamıştır.
  4. marrieds: evliler, evli kimseler.
mutlu evli olmak Verb
evli olmak Verb
evlenmek üzere olmak Verb
evlenmek.
yeni evli
evlenebilir yaşta
(Br) karı-koca vergi muafiyeti
evli ve ... çocuk babası Adjective
evli ve ... çocuk annesi Adjective
(kilisede değil) nikâh dairesinde evlenmiştir
evlilik durumu
karı koca
evli çift
evlilik hayatı
evlilik yaşamı
evli koca
evli erkek Noun
evli kimseler
evli halk
evlilik durumu
evli kadın Noun
karı Law
kendi adına ve hesabına ticaret yapan evli kadın
kadın eşe ait mallar Noun
karısının örf ve âdet hukukunun tanıdığı muameleleri üzerindeki haklarını ortadan kaldıran
evli kadının mülkiyet haklarına ilişkin kanun
nikâh dairesinde evlenmek Verb
gizlice evlenmek Verb
evlendirilmek Verb
çoluk çocuğa karışmak Verb
(Br) evlenme dairesinde evlenmek Verb
yeni evliler
evlenip oturmak Verb
karı kocalık