mercantile

  1. Adjective tecimsel, ticarî, ticarete özgü.
    a successful mercantile venture.
  2. Adjective tüccer, tecimle/ticaretle uğraşan.
    a mercantile nation/firm.
  3. Adjective, Economics (a) tecim+, ticaret . (b) tecimsel üstünlüğe dayayan.
Yüksek Ticaret Akademisi
ticaret bülteni
ticari iş
ticari mümessillik
tüccarların ticari durumları hakkında bilgi veren büro
ticaret acenteliği
ticaret ofisi: tüccarlar hakkında bilgi toplayıp bildiren acente.
ticaret bankası Noun
ticari senet
lokantaya girişin dışında yemek listesinin sergilendiği levha
ticaret komisyoncusu
ticaret simsarı
ticaret işi
mal ticareti
satıcılık mesleği
tüccar sınıfı
satıcılar
ticari firma
ticari kredi
tüccar kredisi
ticari alacaklı
meslekler kataloğu
meslekler rehberi
merkantilizm doktrini
ticari kuruluş
emtia veya ticaret borsası
ticaret borsası Noun, Commerce
ticaret filosu.
ticarethane (üretim , toptan , perakende gibi sınai ve ticari işlerle uğraşan bir işletme
ticari müessese
ticari menfaatler Noun
ticaret hukuku.
deniz/ticaret filosu.
ticaret filosu/gemileri.
tüccar sınıfı
ticaretle uğraşan ülke
tüccar millet
deniz ticaret filosu Noun
açık depo hırsızlık sigortası Noun
ticari hareketler Noun
ticarî evrak, kıymetli evrak (senet, tahvil vb.).
(US) ticari ortak
ticaret politikası Noun
ticari uğraşlar Noun
ticari riziko
merkantilist ekol
ticaret ruhu
(US) dükkân
tecimsel üstünlük sistemi: Derebeyliğin yıkılmasından sonra başlayan ve bir ulusun ekonomik refah ve
üstünlüğünü sağlamak amacı güden ekonomik politika. Ülkede altın ve gümüş birikimini teşvik, az ithalât ve fazla ihracat ve sömürge edinme ilkelerine dayanır.
ticari deyim
merkantilist kuramı
ticaret şehri
ticari eğitim
ticari muamele
ticari teamül
ticaret gemisi
New York Ticaret Borsası Noun