nefret

Turkish-English Translation

  1. despite
  2. hate
  3. horror
  4. bloody
  5. dislike
  6. hatred
  7. distaste
  8. allergy
  9. derry
  10. revulsion
  11. aversion
  12. loathing
  13. Noun animosity
  14. disgust
  15. Noun enmity
  16. abomination
  17. gorge
  18. repulsion
  19. gall
  20. abhorrence
  21. odium
  22. detestation
  23. repugnance
  24. dudgeon
  25. execration
  26. rancour rancor
  27. strong dislike of sth
  28. jaundice
  29. scunner
  30. no love lost
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ırk nefreti
race hatred
ırk nefreti
racial hatred
nefret suçu
hate crime Noun, Law
bazı sözcüklere karşı duyulan nefret
logomisia
belli bir sınıfa duyulan nefret
class hatred
bilinmeyene karşı duyulan nefret
misottramontanism
bir tartışmada akıl kullanmaya karşı duyulan nefret
misology
büyük nefret
venom
çocuklara karşı duyulan nefret
misopedia
derin nefret
deep-rooted dislike
derin nefret
deep rooted dislike
evliliğe karşı duyulan nefret
misogamy
her şeye karşı duyulan nefret
misomania
milli nefret
national hatred
yeni şeylere karşı duyulan nefret
misoneism
yeni ya da değişik şeylere karşı duyulan nefret
misocainia
nefret dolu
venomous Adjective
nefret eden
phobic
nefret edilen kimse
swine
nefret edilen ya da istenilmeyen şey ya da kişi
bete noire
nefret etmek
to loathe Verb
nefret etmek
to abominate Verb
nefret etmek
to look down one's nose at Verb
nefret etmek
to have a strong dislike of sth Verb
nefret etmek
to hate Verb
nefret etmek
to detest Verb
nefret etmek
to abhor Verb
nefret etmek
to despise Verb
nefret etmek
to execrate Verb
nefret etmek
to hate one's guts Verb
nefret havarisi
apostle of hate
nefret içerikli söylem
hate speech Noun, Law
nefret konusu olmak
to be an object of abhorrence Verb
nefret söylemi
hate speech Noun, Politics-Intl. Relations
nefret söylemi
hate speech Noun, Law
nefret uyandıran
odious Adjective
nefret uyandırıcı
abhorrent
nefret uyandırmak
to repel Verb
nefret verici
odious Adjective
(tiksinti ve nefret ifadesi) Ööö
ugh
bir şeyden nefret etmek
to be an abominator of sth Verb
bir şeyden özellikle nefret etmek
to have a particular dislike for sth Verb
bir şeyi yapmaktan nefret etmek
to be averse to doing sth Verb
biri tarafından nefret edilmek
to be held in abomination by sb Verb
birinden kesinlikle nefret etmek
to have one's guts Verb
çalışmaktan nefret eder
he has a strong aversion to work
çalışmaktan nefret etme
aversion to labour
herkesten nefret etme
misanthropy
otoriteden nefret eden kişi
misarchist
özel olarak nefret edilen şey
pet aversion
propagandadan nefret etmek
to have a horror of publicity Verb
sabah erken kalkmaktan nefret eder
she is averse getting up early
sabahları erken kalkmaktan nefret etmek
to have a strong aversion to getting up early Verb
savaştan nefret eden
misopolemiac
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir şeyi veya bir kimseyi beğenmemekten, ... duygu, iğrenç bulup tiksenme
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.