nerves

  1. sinirlilik, öfke, hiddet, asabî buhran, asabiyet.
    a case of nerves: asabî buhran hali.
    an attack
    of nerves = a fit of nerves: sinir buhranı.
sinirine dokunmak, bam teline basmak, (fena) etkilemek.
The noise got on my nerves.
birinin sinirine dokunmak, âsabını bozmak, sinirlendirmek, kızdırmak, canını sıkmak.
baştan aşağı sinir kesilmek Verb
sinirli olmak Verb
cesaretini kaybetmek Verb
sinirden tir tir titremek Verb
sinirden tirtir titremek Verb
sinirli olmak Verb
birinin sinirine dokunmak Verb
sinir etmek Verb
sinirini bozmak Verb
sağlam sinirleri olmak Verb
sinirleri sağlam olmak Verb
çok sinirlilik
sinirlerini bozmak Verb
sinirlendirmek Verb
sinir gerginliği
birinin sinirlerine dokunmak Verb
sağlamsinirler Noun
sinir bozucu şey
sinir harbi. Noun
sağlam sinirleri olmak Verb