-
Verb tarafsızlaş(tır)mak, tarafsız/bitaraf hale getirmek/gelmek, taraf tutmasını önlemek.
-
Verb etkisizleştirmek, etkisiz/tesirsiz bırakmak, etkisini/tesirini yoketmek.
High taxes will neutralize increased wages.
-
Verb, Military savaş dışında bırakmak, savaştan/harekâttan alıkoymak, âtıl bırakmak.
The airforce quickly neutralized the enemy's navy.
-
Verb tarafsızlığını ilân etmek, tarafsız/bitaraf kalmak.
-
Verb, Chemistry yansızlaştırmak, asit veya alkali niteliğini yoketmek/gidermek.
to neutralize an acid with a base.
-
Verb, Electronics ılınlaştırmak: elektrik yükünü yoketmek, mıknatıslığını gidermek.