neutralize

  1. Verb tarafsızlaş(tır)mak, tarafsız/bitaraf hale getirmek/gelmek, taraf tutmasını önlemek.
  2. Verb etkisizleştirmek, etkisiz/tesirsiz bırakmak, etkisini/tesirini yoketmek.
    High taxes will neutralize increased wages.
  3. Verb, Military savaş dışında bırakmak, savaştan/harekâttan alıkoymak, âtıl bırakmak.
    The airforce quickly neutralized the enemy's navy.
  4. Verb tarafsızlığını ilân etmek, tarafsız/bitaraf kalmak.
  5. Verb, Chemistry yansızlaştırmak, asit veya alkali niteliğini yoketmek/gidermek.
    to neutralize an acid with a base.
  6. Verb, Electronics ılınlaştırmak: elektrik yükünü yoketmek, mıknatıslığını gidermek.