omurlu

... uzun ömürlü olmadı.

... was not to last.

başkasından daha uzun ömürlü olmak

to survive Verb

birinden daha uzun ömürlü olmak

to outlive Verb

kısa ömürlü

short lived

kısa ömürlü

short-lived Adjective

kısa ömürlü herhangi bir şey

ephemera

kısa ömürlü varlıklar

short- lived assets Noun

kısa ömürlü varlıklar

short-lived assets Noun

kısa ömürlü varlıklar

short-life assets

kısa ömürlü varlıklar

limited life assets Noun

ömürlü

sth which lasts a certain amount of time

ömürlü

long-lived

orta ömürlü aktifler

medium term assets Noun

sınırlı ömürlü aktifler

limited-life assets Noun

Tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerin yetiştirilmesi (NACE kodu: 01.1)

Growing of non-perennial crops (NACE code: A1.1) Noun, Trades-Professions

Tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) diğer bitkisel ürünlerin yetiştirilmesi (NACE kodu: 01.19)

Growing of other non-perennial crops (NACE code: A1.1.9) Noun, Trades-Professions

uzun ömürlü

longevous Adjective

uzun ömürlü aktifler

long-lived assets Noun

uzun ömürlü olmak

to live to a great age Verb

uzun ömürlü olmak

to live to an old age Verb

uzun ömürlü tüketim malları

long- lived consumer goods Noun

uzun ömürlü varlıklar

long-lived assets Noun

uzun ömürlü varlıklar

long- lived assets Noun